reklam
reklam

Mısır Çarşısı

Köşe Yazarı: ELİF DOĞAN   Eklenme Tarihi: 15 Haziran 2021, Salı - 17:55   Okunma Sayısı: 2484858

Sultan III. Murat’ın eşi ve Sultan III. Mehmet’in annesi olan Safiye Sultan’ın talimatıyla 1597 yılında Mimar Davut Ağa tarafından inşasına başlanmış, 1664 yılında Sultan IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından Mimar Mustafa Ağa’ya Yeni Cami Külliyesi olarak tamamlattırılmıştır.

 

Çarşı “L Plan” şemasında olup 17’nci yüzyılda “Yeni Çarşı” ve “Valide Çarşısı” adları ile anılmıştır. Dükkânlarda satılan malların çoğunlukla Mısır’dan getirilmesi nedeniyle 18’inci yüzyılın ortalarından itibaren “Mısır Çarşısı”, “Egyptian Bazaar”, “Spice Bazaar” adlarıyla da anılmaya başlanmıştır. Çarşının toplan altı kapısı bulunmaktadır. Ana giriş kapıları mimari bakımdan etki kazandırılmak için yükseltilmiştir. BU kısımların üst katları Ticaret mahkemesi olarak kullanılmış, esnafın sorunları giderilmeye çalışılmıştır.

 

Mısır Çarşısı’nın uzun kolunda 46, kısa kolunda 56, ayrıca iki kolun birleşme bölümünde altı dükkân bulunur. Çarşının uzun ve kısa kollarının birleştiği alan “Dua Meydanı” diye anılmakta ve burada bir “Tellal Köşkü” bulunmaktadır. Çarşının dışında Tahmis Sokağı’nda 18 dükkân, Yeni Cami Sokağı’nda ise iki dükkân yer almaktadır. Dükkânların kapı önlerine tanınmalarını sağlayacak sembol ve işaretler konulmuştur.

 

Doğu ve batı arasında köprü vazifesi gören ve İpekyolu ticaretinin İstanbul’daki en önemli ayağı olan Mısır Çarşısı, kemerlerinin yüksekliğiyle de dünyanın ünlü çarşıları arasında yer alır. Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun yıllar eczanesi görevini gören çarşıya Padişah fermanıyla kahve, kalay ve baharatın satış imtiyazı verilmiştir. Ferman asılları yurt dışında bulunmakla beraber resimleri Tıp Tarihi Enstitüsü’nde bulunmaktadır.

 

Yeni Cami Meydanı

Yaz gelince bir başka güzellik yaşanıyor tabii. İnsanlar sere serpe, ağaçlar gölgeleriyle mutlu, havuzlar temizlenmiş, çevre düzenlemesi tabii hal almış…

 

Resim-1’de kurumuş ancak kesilmemiş bir ağaç gövdesine sarmaşıklar dolanmış. Uzaktan bakıldığında ağaca ait olup olmadığı pek anlaşılmasa da yaklaşınca gerçek ortaya çıkıyor. Olsun yine görüntüyü zenginleştiriyor.

 

Resim-2’de meydana ismini veren caminin restorasyonunun devam ettiği görülüyor. Yaklaşık 5,5 asırdan beri ayakta olan ve kalpleri huzura kavuşturan dev yapı… Ezan saatlerine yakın abdest almak için sıra çeşmelerinde oturan insanları görürsünüz. Ezanla birlikte camiye girerler. Cuma günleri ise biraz daha farklı ve kalabalıktır caminin çevresi…

 

Resim-3’de ağaçların altında yapılan düzenlemeleri görebilirsiniz. Renkli taşlarla yapılan şekiller göze hoş geliyor. Bu yerlerin önünde insanlar resim çektiriyorlar. Ama bakar mısınız şu tatlılığa!

 

Resim-4 ise bu güzel oturma yerlerinin üst kısımlarında oluşan gölgelikleri göstermektedir. Ee mevsim yaz ise, havada güneşli ise gölgelik de şart oluyor. Kimisi namaz vaktini bekliyor, kimisi devam edeceği yürümeye bir ara vermek için dinleniyor. Kimisi de oturmuş geleni geçeni seyrediyor.

 

Resim-5: Meydandaki havuz, bardaktaki su kadar temiz… Havuz dibinin maviliği de yukarıya yansıyınca değişik bir hava kazanmış. Bazı bölümlerinde fıskiyeler bulunmakta…

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam