reklam
reklam

ERKEĞİN İKİNCİ KADINLARI

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 22 Nisan 2021, Perşembe - 00:17   Okunma Sayısı: 50976

Yaşamı boyunca ikinci kişi olmuştu yaşlı kadın. Ailede ağabeyinden sonra, iş hayatında ondan daha başarılı olan mesai arkadaşından sonra, evliliğinde eltisinden sonra, sosyal sorumluluk projesinde ise kendinden çok genç bir liderden sonra...

Bu sonralar ve geri planda kalmalar  onun gönlünde o kadar çok yara yapmıştı ki, yüzü ne kadar gülüyor gibi gözükse de içinde ağlayan bir surat gizliydi. Hep varsıl insanlarla olmayı tercih etti, belki de onların sahip olduklarına misafir olarak bile olsa dahil olmak istedi. Dışından belli etmese de içinden hep kıskandı. Çocukluk aşkı, ilk göz ağrısı onu kasabanın en varsıl kızına tercih etmişti. Yüreğinde yanan ateşi hiç söndürmedi fakat gitti o kadınla da arkadaş oldu. Tuhaf bir yapısı vardı kendinde olmayan ne varsa, ona sahip olanla yakın oldu. İnsanlara yakın olmak için hep ödün verdi, güçlü gözükmeye çalıştı ve güçlüyü oynadı. Aslında o kadar zayıftı ki.. Bu yönünü birisi görecek diye korkuyordu belki de bu yüzden kabuğunu kalınlaştırmıştı. Cimriydi aynı zamanda, paraya değer vermez gözükse de ufak tefek her  para onun için mühimdi çünkü hiç bir zaman gereğinden fazla paraya sahip olamamıştı.

Varsıl değildi kocası zaten yaşıda geçmişti evlilik için o yıllara  göre bu sebeple son treni yakalama isteğiyle evlendi. Kocasını zamansız kaybedince kendini sokaklara attı, nerede davet, toplantı var kendini davet ettirdi. Evinden çok zamanını dışarıda harcıyordu. Olmadık işleri kendine iş edindi, eve sığamıyordu. Bir gün birinci kadınların bir şekilde sıkılıp başka alanlara ilgi duymasıyla birlikte yavaşça birinci kadın oldu. Fakat birinci kadınların gücü onda yoktu aldığı bayrağı taşıyamadı ve başladığı hiç bir işi bitiremedi. Birinci kadın demek; içinde bulunduğu camiada her işte en önde olmak demek değildi sadece, insanları idare edebilmek ve masrafların yükünü çekmek demekti. Başkalarının kesesi ile ne hanımlık ne de ağalık oluyordu.

Kendine itiraf edemese de gerçeğin farkına vardı. Bazıları ikinci rolde daha başarılıdır ve asla başrole heveslenmemeli. Birinci  olanların yükünün ağırlığını ancak fark etti ve bu kez de yıllarca yanında ikinci olduğu insanların kendisine güleceğini düşündü. İçinde yıllarca tuttuğu, gizlediği o asık suratı ortaya çıktı ve gene eski mutsuzluğu devam etti. Şimdi şikayet ettiği durum değişmişti yıllarca birinci olanlardan ettiği şikayet şimdi eskiden kendi yerinde olanlara döndü ve ikinci kadınlardan şikayet etmeye başladı.
Hiç itiraf edemese de kendine o yaşamda ancak ikinci kadınların yerinde olacak bir kapasiteye sahipti. Pek çok haddini bilmezin, haketmediği ve hazmedemediği görevlere şu veya bu sebeple geldiği dünyada o da onların kervanına en arkadan katıldı.

Niyet ne hizmet, ne bir başarıydı,  sadece iyi vakit geçirmek, özlemini duyduğu zengin kadınlara benzemekti, itibar görmek ve her duvarı geçmişe film perdesi olup acımasızca anılarını oynattığı duvarlardan kaçmaktı. Bir toplu taşıma aracında sıcak bir yaz günü yükselen tansiyonu düşmedi ve beyin kanaması sonucunda devlet hastanesinde yaşamını kaybetti. Yanında kimse yoktu, ne  hastalığı dönemimde, ne de cenazesinde o birinci kadınlar olmadı, sadece eğitim kurumlarına gönderdikleri çelenklerde adları gözüküyordu. Yıllarca akrabalarından uzak yaşadığı için oğlu tabutu taşıyacak dört kişiyi zor bulmuştu. Annesinin ardından baktı ve " yıllarca kimlere hizmet etti, hiç kimse cenazeye gelmedi" diye düşündü.  Komşuları ise "kimlere yakın olduysa onlar cenazesine gitsin, çevrem geniş diyordu, çevresi değil hayal dünyası genişmiş " diye düşündüler. Oysa gerçek yaşamda kimin işine ne kadar yarıyorsan o kadar iyiydin 
... Bir ölü kimin işine yarayacaktı ve orada bulunmak için pek çoğu için bir sebep yoktu. Ayrıca hüzünlü yerleri sevmiyorlardı. Orada görünseler ne olacaktı.. Mazeret çoktu...

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam