reklam
reklam

ASKIDA EKMEK/KAHVE / YEMEK

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 30 Eylül 2020, Çarşamba - 09:09   Okunma Sayısı: 88846

Ingilizce öğrenmeye başladığım dönemde öğretmenimiz  Avrupa kentlerinde uygulanan ; askıda kahve hikayeleri anlatırdı. Bizim için çok şaşırtıcıydı anlattıkları, masal dinler gibi hayranlıkla dinlerdik.  O zamanlar ne bilgisayar ne de bu günkü gibi işletişim kolaylıkları vardı. Bizde de eski dönemlerde benzer uygulama bir önceki yazımda yazdığım gibi sadaka taşları varmış. 

Bu günlerde kış mevsimi kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Sıcak evlerimizde yaşarken kısa sürede olsa sokağa çıktığımız zaman havanın acı soğuğunu hissediyoruz ve hızla sıcak kapalı bir mekana ulaşmaya çabalıyoruz. Gece ise hava daha da soğuk oluyor. Sokakta yaşamak zorunda kalan insanları düşününce yüreklerimizde bir sızı oluşuyor. Belediyeler sokaktan topladıkları insanları kapalı spor salonlarında barındırıyor. Buna rağmen hâlâ sokakta yaşayanları görüyorum.

Belli başlı semtlerde değil her semtte askıda yemek, ekmek, askıda çay veya kahve uygulaması yaygınlaşsa ne kadar güzel olur. 
Tanımadığınız  ihtiyaç sahibinin bir gereksinimi karşılamak ve ona ikramda bulunmak çok hoş bir duygu olsa gerek. Bu kesinlikle ben ondan daha iyi durumdayım gururu değil sadece paylaşma ve ikram etme  duygusu. 
Bizler "komşusu aç iken, tok olan bizden değildir " diyen bir dine inanmıyormuyuz ? Anadolu'da " tanrı misafiri " sözünü ve manasını bilmeyen yoktur. Yolda kalan ve zor durumda kalan yabancılara yardım etmek, barındırmak ve doyurmaktır onun manası. Rahmetli dedem tanımadığı insanları evimizin alt katında misafir ederdi. Sonra onlarla kurulan dostluklara da " tuz ekmek dostu " derdi.  Zamanla insanlar çok daha varsıl oldu lakin elleri daha  sıkı ve misafir sevmez oldular. Şimdilerde aile fertleri bile birbirine tahammül etmiyor.  Özel günlerde mesaj gönderme modası var kimse kimseye sesini bile duyurmuyor. Güya mesaj göndererek hatırlıyor ..

Milyonlarca insanın yaşadığı kentlerde Insanların küçük yerleşim birimlerinde yaşayanlar gibi birbirini tanıma şansı yok. Bu sebeple insanlar birbirini tanımadığı için onun gerçek ihtiyaç sahibi olup olmadığı konusunda tereddütü var.

Bir hafta önce kitap festivalinde bir arkadaşım ile karşılaştım. Oturup kahve içip sohbet ettik. Osmanbey'de sokakta yaşayan bir çift görmüştüm. Sokağa atılan bir yatağın üzerine büzülmüş, yüzleri  soğuktan morarmış, gözleri ise yaşama sevincini yitirmiş ve gecenin karanlığı hem göz altlarına hemde gözlerinin içine perde gibi inmişti. Çok az kelime ile dertlerini dinledim ve bir aydan fazla süredir orada yaşamaya çalıştıklarını öğrendim.   Festival çıkışında birşeyler yapmak gerek diye düşündüm ve arkadaşım ile paylaştım. Arkadaşım ise o civarda ikamet ediyordu. "
 Sokakta dilenen bir çocuk var yalın ayak dolaşıyor ben ayağına ayakkabı, üstüne kıyafet alıyorum o anda giyiyor on dakika sonra gene aynı şekilde yalın ayak dileniyor .. Artık bende onu gördüğüm zaman acımıyorum .  Dedi. 

Demek ki bazı aileler için duygu sömürüsü olarak küçük çocuklar kullanılmaya devam ediyordu. Aklım karıştı ve hüzünlendim. Herkes kendi yavrusunu gözünden sakınırken bazıları sokağa bırakıp dillendirmeye devam ediyordu. Değişen sadece mekan ve zaman değişmeyen ise aynı zihniyette olan insanlar.

Her mahallede muhtarlar bu konuda mahalli yetkili merci değil mi ? Neden sokakta yaşayan, dilenen ve muhtaç olanlarla ilgilenmiyorlar. Onları ; Belediye yada bu konuda ilgilenen sosyal derneklere, kurumlara yönlendirmiyor ?? Muhtarlar ne iş yapıyor ? Mühür basıp evrak verip para kazanmanın dışında..  Muhtar sadece mahallede kayıtlı olanlardan mı meshul, yasa böyle olsa bile vicdan başka şeyler söylemiyor mu ?

Her yaşanan olumsuzluğa rağmen gene de askıda yemek, ekmek, çay/ kahve uygulamasının yaygınlaşması temennisiyle. 

Daha güzel günler  yaşanabilse ve keşke hiç kimse kimseye muhtaç olmasa ve herkes kendi imkanı ile sıcak evinde çorbasını kaynatabilse..
Askıda yiyeceklere ve avuç açmaya  hiç kimse gereksinim duymasa.

Yeni bir yıl geliyor ; Saygı, sevgi ve merhamet ile nice iyi günlere inşallah.


reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam