reklam
reklam

Dedektif Tutan Kadın

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 30 Mayıs 2020, Cumartesi - 12:43   Okunma Sayısı: 73534

Kadınların duyguları ve hayata bakış açıları farklıdır. Gelin olurken veya kına yakılırken hem ağlarım hem giderim duygusunu yaşar ya genç kızlar, o duyguları sadece o anlarda yaşamaz kadınlar bir ömür boyu yaşarlar. 

Kadınların dedikleri ile gerçekte demek istedikleri hep farklıdır bu sebeple erkekler kadınların anlaşılmaz olduklarından şikayet ederler. Kadın anlaşılmak ister fakat anlaşılmak istediği konuyu açık ve net bir şekilde dile getirmez. Hangi konuda anlaşılmak istiyorsa erkek o konuda onu anlamaya çalışsın ve anlamak için emek versin ister. Kendisi yaşamı diğer insanları anlamak üzerine kurduğu için aksini düşünemez. Kadın kendisine söylenenden çok söylenmeyen sözleri kurar ve düşünür. 

Kuşkucudur kadın, sürekli kafasında kurar bazen o kadar çok kurar ki olayları gerçek ile gerçek olmayan harmanlanır kafasında, olasılık veya olabilme dahilinde olmayanlar bile kadına mutlak ihtimal dahilinde algılanır.

Kadının beyni iyi ve kötüyü aynı anda düşünür ve duyguları kötü olasılıktan yana fazlalaşır. Kuşkuları sebebiyle aldatılma ihtimali ile aldatıldığı düşüncesi beynini sürekli kemirir. Birde kuşku uyandıracak zayıf ihtimalleri kendi hemcinsleri ile mütaala edince, başkalarının önceden yaşadığı kötü örnekler onun duygularını tetikler

Ne zaman ve hangi ruh hali ile bir kadın dedektif tutup eşini veya sevgilisini takip etmek ister? Aslında kadınlar eşlerinin ve sevgililerinin her anını kontrol etmek isterler. Ne yaptığı, nerede olduğu ve kiminle olduğu önemlidir onlar için. Gün içinde defalarca düşünür, arar sorar kadın bir bahaneyle sevdiğini. Burada amaç tamamen kontrolüdür ve birşeyler yakalama olasılığı ile hareket eder.

Bir şekilde başka bir kadının varlığını hisseden kadın zaten kendisi dedektif gibi bir beyine sahiptir keza o hiçbir şeyi unutmaz ve ip uçlarını birbirine ekleyip kısa sürede o muhteşem farklı düşünce tarzı ile sonuca ulaşır. 

Sırf arayan diğer kadının telefondaki ses tınısından olayı çözen kadın biliyorum. Nasıl bir sesten hiç görmediği bir kadın hakkında koca bir senaryo yazıyor ve o senaryo da gerçek oluyor anlamış değilim. 
Bir bakıştan, bir sözden veya söylenmemiş bir sözden aldatıldığını gayet iyi anlar kadın.
Bu bir histir ve sadece kadına verilmiştir. 

Aldatılan erkekler maalesef çoğunlukla en son duyarlar bu durumu çoğunlukla. Burada bunun zeka veya akıl ile bir alakası yok tamamen duyguların, olaya bakış açısının ve olayları algılama şeklinin farklı olmasından kaynaklanır.

Basit bir örnekle her kadın aile içindeki diğer kadınlarla yarış halindedir. Eltiler, görümceler, akraba gelinleri, komşu gelinleri için de en iyi olmak, en çok beğenilen olmak için kadın kıyasıya mücadele verir, entrika çevirir. Giysi, eşya, mücevher, eşin başarısı, kazancı, mevkisi, hatta saç rengi ve modeli bile rekabet konusudur. Yan gözle kadınlar birbirini çaktırmadan tepeden tırnağa inceler ve beş yıl önce kimin düğününde kim ne giymiş bilir kadınlar. 
Kızları da annelerini takip eder, usta çırak ilişkisi ile pişer. 

Oysa hiçbir erkek bacanak, komşu veya arkadaşı ile her konuda yarışa girmez ve buna gerek duymaz. Örnek aldığı kişiler ve rekabet ettiği kişiler olur fakat bu mantık çerçevesinde olur.

Kadınlar son zamanlarda moda olan dedektiflere para karşılığında eşini takip ettirmeye başlamış. Bu paralar öyle az buz paralar da değil. Hem dedektife takip için para ödeyeceksin hemde takip ettirdiğim kişinin gittiği mekanlara gidecek olan dedektif yaptığı masrafı takip ettirene fatura edecek. Kadınlar kıyıda köşede zor günler için biriktirdiği parayı bu dedektif denilen çoğunluğu yasal olmayan kişilere internet kanalıyla ulaşıyor ve bu tanımadıkları kişilere güveniyorlar. 

Bu kişiler de takip ediyor veya etmiyor bilemiyorum. Takip edilenin gittiği yerlere gidiyor, yiyor, içiyor ve sonuca ulaşamadık aldatma ile ilgili bir bulguya rastlamadık diyor kadına. Bu noktada kadınlar çıldırıyor ve dedektifi suçluyor. Keza kadın aldatıldığından o kadar emin ki birde görüntü kaydı ile imza atmak istiyor duruma.
Bak sen beni aldattın bende bunu kanıtladım derdinde. Eş varsıl ise kusurlu tarafın ispatı için bu durum yapılıyor.

Çoğunlukta ise kadın kendini aldatan eşinden o kadar kolay vaz geçmiyor ve boşanmıyor. Eğer her aldatılan kadın boşansaydı ortalıkta evli çift kalmazdı. Peki durum bu ise kadın neden eşinin kendisini aldattığından bu kadar emin olmak istiyor?
Kadınlar değişik bir duygu halinde oldukları için çoğu zaman acıdan beslenir ve güçlenirler bu sebeple gerçeğin ve olasılığın peşinden giderler.

Aldatıldığından emin olan kişi birlikteliği sürdürmez ve sonlandırır. Aksi halde kendi kendisini bir şekilde kandırmış olur. Bir daha da asla kendisini aldatan ile mutlu olamaz. Kadının doğasında bir başka kadına tahammül etme yok birde sevdiğini paylaşma nasıl olabilir!

Kadın aldatılmayı sineye çekiyorsa mutlak bir sebebi vardır. Ya eşinin ona sağladığı güçten vaz geçemiyordur yada aldatıldığını etraf duysun istemiyordur, birde çocukları bahane eden, çocuk doğurup onun sayesine evliliği sürdüren kadınlar var.

Kadın dedektif tutuyorsa çoğu zaman içinden dua eder eşinin kendisini aldatmamış olmasını diler. Aksi durumlarda ise zaten çeker gider kadın. Bazen aynı evde yaşar, aynı yatağı paylaşır kadın zorunluluktan fakat gerçekte beyni binlerce kilometre uzakta olur. 

Önemli olan bir kadının bedeninin değil beyninin ve yüreğinin nerede olduğudur.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam