Erkekler genellikle hanımlarla alışverişe çıkmak istemezler. Alışveriş kültürünün dışında yetiştikleri için izlenecek yolları da bilmezler. Eşleriyle gitmek zorunda kalırlarsa ya kendileri bir yerde oturup çay kahve içmeyi ya da bir kitapçıya girmeyi tercih ederler.

Bir kumaş mı bakılacak nerdeyse raflardaki tüm kumaşlar indirtilir, ruj bakılacaksa aynanın karşısında her rengin tonlarından dudağa sürülür ve silinir. Tezgâhtar, satıcı, manifaturacı ne derseniz deyin çok tahammüllü insanlardır. Gık demeden her denileni yaparlar. Ev hayatlarını merak ederim. Evde de böyle midirler acaba?  Veya böylesine zengin alışveriş edebiyatı dünyanın bir başka ülkesinde var mıdır acaba?

Pazarlık bize vergi

Kurtarmıyor abla inan ki zararına satıyorum.

Aslında o fiyata mümkün değil ama ayağınız alışsın babında olsun bakalım.

Paranın ne önemi var, istersen bedava verelim

Fiş veririm tabi de yazarkasa arızalı. Gelip geçerken uğrayın vereyim.

Kapatıyoruz! Zararına satışlar!

Uzatma fazla, tut elimi (ve bununla bağlantılı olarak saniyelerce süren el sıkma ve sallama faslı)

Ya sarf edilen sözler!

Yani alın diye demiyorum bu size çok yakıştı.

Her bedene uyar bu aynı zamanda unisextir.

Her rengin altına giden bir ürün seçtiniz.

Zevkinize hayranım doğrusu.

Az önce son parçayı sattım. Ama çok şanslısınız tıpkı onun gibi bir model var elimizde.

Bu kumaşın en büyük özelliği çekmemesidir.

Hakiki timsah derisidir biz tasfiye nedeniyle ucuza bırakıyoruz.

Bizde çürük yok abla seç beğen al… Abla domatese elleme çöküyo so’ra...

Abi sen bunu şimdi al sonra bana küfret

Batan geminin malları bunlar

*                        *                        *

Erzurumlu hoca bir gün caminin önünde kavaf (ucuz ayakkabı yapan) esnafıyla oturmuş, çay içiyormuş. Esnaftan muzip birisi hocaya sormuş: 

    ---Hocam bu Galalılar (Pasinler) cennete girer mi? Hoca, çayından bir yudum çekmiş ve 
    ---Kördür mördürler ama yine de girerler, demiş. Hocanın cevabı karşısında esnaf gülüşmüş. Bu defa soruyu Galalılar (Pasinler)sormuşlar.

   --- Hocam ya bu İspirliler?  Hoca hiç düşünmeden söylemeye başlamış.

    ---Onlarla şeytan baş edememiş biz nasıl edah gardaş? Onlar kapıdaki melaikeleri de gandırır, bir yolunu bulur ve yine girerler, demiş.  İlk soruyu soran esnaf gevrek gevrek gülmeye başlamış ve,

    ---Hocam ya bu Tortum eşekleri? Hoca çayından bir yudum daha çekmiş ve,

    ---Ola oğul heç orası hayvanat bahçesi değil…  demiş.

*                        *                        *

Esnaf ağzından başladık anlatıma; ama Dadaşlar diyarından bir hocanın sözüyle kapatıyorum. Bir gerçek var ki, halkımız her konuda pazarlık yapmaya eğimlidir. Ne yazık ki, hukukta da pazarlık olduğunu görüyoruz.