reklam
reklam

Organ Bağışıyla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Köşe Yazarı: ELİF DOĞAN   Eklenme Tarihi: 21 Şubat 2020, Cuma - 10:10   Okunma Sayısı: 73357

Türkiye’de organ nakli gereken hastaların sayısı giderek artış gösteriyor. Öyle ki güncel rakamlara göre; ülkemizde 26 bin 442 kişi hayata tutunmak için kadavradan bağış bekliyor. Organ bağışı bekleme listesinde ilk sırayı 22 bin 684 ile böbrek alırken, bunu 2 bin 187 ile karaciğer, bin 115 ile kalp takip ediyor.

Aslında karaciğer bağışına ihtiyaç duyan hasta sayısının daha fazla olduğu, listedeki rakamın gerçeği yansıtmadığı belirtiliyor. Bunun nedeni ise böbrek bağışı bekleyen hastalar diyaliz gibi “köprü tedavi” denilen ve bekleme süresini uzatan yöntemden faydalanırken, aynı şansa sahip olmadıkları için karaciğer hastalarının birçoğunun kısa sürede hayatını kaybetmeleri. Dolayısıyla böbrek nakli bekleme listesi uzayıp giderken, karaciğer bağışı bekleyen hastaların sayısı artış göstermiyor.

Sizi bu yazımızda organ nakliyle ilgili ön yargılarınızı kırmak ve doğru diye bildiğiniz yanlışlarınızı ortadan kaldırmak istiyoruz. Tüm değerli okurlarımızı organ bağışına davet ediyoruz.

*Organ bağışlayan kişi yarım insan olur

Değerli okurlarımız; organ bağışından önce böbrek vericisinin genel sağlığında herhangi bir problem saptanırsa uygun verici olmadığına dair bilgi veriliyor. Sağlıklarını riske atacak bir problem saptanmazsa böbrek vericisi olmak sağlığı tehdit etmiyor. İnsanlar tek böbrekle de bir ömür boyu sağlıklı yaşayabilirler. Dolasıyla da; bu bilgi tümüyle yanlıştır.

*Diyabet hastası olduğum için böbrek nakli olamam

Şöyle ki; nakil yapıldıktan sonra, bu nakil yapılan böbreğin de diyabet nedeniyle bozulacağına ve bu nedenle diyabet hastalarının böbrek nakli olamayacağına dair yanlış bir kanı var.  Halbuki ki ; Kronik böbrek yetmezliğinin en önemli sebeplerinden biri olan diyabet özellikle kalp-damar problemlerine neden olmaktadır. Diyabet hastaları böbrek nakli olduklarında diyalizin uzun vadede oluşturabileceği ve diyabet hastalığının da tetikleyeceği kalp-damar problemlerinden de korunmuş oluyorlar. Ayrıca böbrek naklinin beklenen yaşam süresi üzerine olan olumlu etkisi diyabetik hastalarda daha belirgindir. Yani; böbrek nakli diyabetlilerin yaşam süresini ve kalitesini artırır.

*Böbrek nakli olursam çocuk sahibi olamam

Bu da çok yanlış bir bilgidir. Dahası kronik böbrek hastalığında, üreme yeteneğinde azalma ve hamile kalamama gibi problemler ortaya çıkabilmektedir. Böbrek nakli olan hastalarda ise üreme ile ilgili fonksiyonlar düzelir. Böbrek hastaları, böbrek naklinden bir yıl sonra, gerekli kontroller yapıldığında kolaylıkla hamile kalıp çocuk sahibi olabilir.

*Hepatit C hastaları böbrek nakli olamaz

Burada önemli olan şu ki; Hepatit C olan hastalarda dikkat edilen en önemli konu, karaciğer sirozu olmamalarıdır. Sirozu olan hastalara böbrek ve karaciğer naklinin birlikte yapılması gerekmektedir. Ki; aktif Hepatit C virüs enfeksiyonu ve sirozu olmayan hastalarda ise böbrek nakli hastanın yaşam kalitesini ve süresini olumlu yönde etkilemektedir.

*Organ bağışı dinen uygun değil

Bu da toplum genelinde halen yaygın olan bir bilgidir maalesef. İslam dini de dahil olmak üzere, tüm büyük dinlerde organ bağışına aykırı bir durum olmaz. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6.3.1980 tarih ve 396 / 13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Ayrıca bu kararda “organınızı vereceğiniz kişi, yaptığı iyilik ve fenalıklardan kendisi sorumludur” denilmektedir.

*Organ bağışı benim tıbbi bakımımı etkiler

Doğrusu: Kişi hayatta iken ister organ bağışında bulunmuş olsun, isterse bulunmamış, bu durum onun tıbbi bakımını etkilemez. Çünkü insan hakları bildirgesine göre, her bireyin yaşama hakkı vardır. Hayatta iken organ bağışlayan kişinin organlarının kullanılması, ancak o kişiye tıbben yapılacak tüm tedaviler uygulandıktan sonra, tedaviye yanıt alınamayıp beyin ölümün gerçekleşmesinin ardından gündeme gelebilmektedir. Yani; organ bağışından söz edilebilmesi için hastanın yoğun bakım şartlarında beyin ölümünün gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunun için de; beyin ölümünü saptayan önemli ve kesin tıbbi prosedürler yapılmaktadır.

*Organ bağışlarsam sonra bağışlamaktan vazgeçemem

İşin doğrusu kişinin bu kararı kişinin yakınlarına söylemesi yeterlidir.  Kaldı ki; Beyin ölümü gerçekleştiğinde bağışı değerlendirecek olan kişiler, aile fertleridir. Bugün ülkemizdeki uygulamaya göre bağış kartı olsa bile aile fertleri izin vermedikçe organlar alınmamaktadır.

*Beyin ölümüm gerçekleşmeden organlarımı alabilirler

Doğrusu: Hayır, beyin ölümü gerçekleşmeden organlar alınmaz. Organ bağışından söz edilebilmesi için hastanın yoğun bakım şartlarında beyin ölümünün gerçekleşmesi gerekiyor. Bitkisel hayatta beyin sapı sağlam olduğu için kişi solunum, dolaşım gibi hayati fonksiyonlarını devam ettirebiliyor.Beyin ölümü (tıbbi ölüm) ise tüm beyin ve beyin sapı fonksiyonlarının tam ve geri dönüşümsüz olarak kaybıdır. Solunum ile dolaşım yoğun bakım koşullarında ventilatör gibi destek makineleri ve ilaçlar ile ancak geçici sürdürülebiliyor. Beyin ölümü gerçekleştiğinde, kişi tıbben ölü kabul ediliyor ve beyin ölümü tanısı almış kişilerin hayata dönmeleri mümkün olmuyor. Beyin ölümünü bitkisel hayat ile karıştırmamak gerekiyor. Bu nedenle beyin ölümü gerçekleştiğinde organ bağışı yapılıp organlar alınabiliyor.

*Bağışlamam yeterli, ailemin bilmesine gerek yok

Ülkemizdeki kanunlar gereği, kişi kendi organlarını hayattayken bağışlamış olsa bile, ölümü sonrasında ailesine tekrar sorarak onay alınmaktadır. Eğer aile izin vermezse, organları alınmıyor. O nedenle bağış yapsanız da, ailenize ya da ilgili kişilere haber verip, organ bağışladığınızı ve olası bir durumda bunu yetkililere söylemelerini istemenizde yarar vardır.

*Organ nakli ameliyatında cenazenin bütünlüğü bozulur

İşte en bilinen yanlışlardan bir başkası da budur. Halbuki; kadavradan organ çıkarma işlemi, yaşayan bir insanın ameliyatı kadar büyük bir dikkat ve özenle yapılmaktadır. Organlar çıkarıldıktan sonra kesi yerleri mümkün olduğunca estetik dikişlerle dikilerek, bedenin hiçbir şekilde zarar görmemesine büyük özen gösterilmektedir.

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam