reklam
reklam

MERHAMET OLMUŞ DEMANS (II)

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 23 Ocak 2020, Perşembe - 10:00   Okunma Sayısı: 112882

Bileğinde bir Çelik künye olduğunu fark ettim. Güvenliğe " bilekliğine bak "dedim. Adam  bahçe çitine uzandığı için montunun kolu bileğine doğru çekilmiş ve künye sonbahar ışıklarında parlıyordu. Güvenlik hemen künyesine uzandı ve çevirip baktı.
"Burada isim ve rakamlar var ... Dedi.
Şimdi durum daha da netleşmişti. Güvenlik adamın elimi tuttu ve bilekliğine kazınmış rakamları söyledi, bu bir telefon numarasıydı. Hemen aradım. Uzun uzun çaldı ve en sonunda aloo diye o ları lastik gibi uzatan bir ses duyuldu.
"Iyi günler hanımefendi. Telefonunuzu ortayaşlı bir beyefendinin bilekliğinden aldım. Sanırım kafası karışmış ve evi bulamıyor.
" nereden aldın? Anneeee , babam evde değil mi?
Uzun süre ses gelmiyor ve kapıların açılma kapanma sesleri geliyor.
"Alo hanımefendi evde babanızı aramanıza gerek yok . Bu telefonu kimin bilekliğine yazdırdınız ise o bey burada ve sanırım babanız, size yeri tarif edeyim.
" bir dakka ya ... Beklermisiniz ...
"Neyi bekleyeceğim kardeşim ...
"Tamam ya , adamın saçları beyaz dalgalı mı ?
" evet .. Denizfenerini biliyormusunuz?
"Evet
"oraya gelin. Siz Neredesiniz Fener'e uzakmısınız .
"Değiliz beş dakkaya geliriz. Yakamoz'dayız
"Tamam biz burada sizi bekliyoruz.

Kızın sesinde ufacık bir endişe ve merak yoktu aksine sanki rahatsız edilmiş ve zorla bir iş üstlenmiş gibi bıkkınlık vardı. Merak ettim nasıl birisi diye gerçi kafamda birşeyler canlanmıştı.
Birkaç dakika sonra oldukça pahalı bir araba zaten tenha olan caddede bizi uzaktan fark etmişti ve önümüzde hızlı bir frenle durdu. Arabadan yirmili yaşlarda bir genç kız indi. Suratı asık ve asabi hareketlerle, adamın yanına geldi.
"Niye evden çıktın yaaa ..
"Babanız mı ?
" hı hı .
Adamı kolundan çekerek, söylenerek arabaya oturttu. Adam kızı görünce bir tepki vermedi lakin arabaya binerken de bir tepki vermedi. Bilekliğine bakarken de tepki vermemişti. Sanki başka bir dünyada yaşıyor gibiydi.
Kız tam arabasının kapısını kapatıyordu ki ona doğru eğildim.
" bir şey değil, biraz daha dikkatli olun. Dedim.
Bana döndü ve sende nereden çıktın der gibi bıkkın bir bakışla baktı ve .
" ha, mersiii ... Dedi .. İ ler fazla çıkınca daha etkili oluyor demekki.
Hızla hareket etti ve yok oldu.

Kızın hali ve tavrı beni üzmüştü. Kullandığı araba bile belli ki babasınındı. Ne yaşamıştı da bu adam bu hale gelmişti. O sitede yöneticilik yapan arkadaşımı aradım ve tarif ettim. Hemen hatırladı.
"Beş yıldır komşu olduklarını ve baştan sorunu olmayan adamın. Ufak tefek dalgınlıkla başlayan unutkanlıklarının ilerlediğini ve sitede bile kendi evini bulamadığını söyledi. İşi bozulmuş ve işyerini kapatmış ondan sonra sorunlar daha da artmış. Sadece uyumlu giyinmeyi unutmamış. Ailesini ve yaşamında ne varsa zaman zaman hiç anımsamıyormuş. Ailesi ise bu duruma aşırı tepki veriyor ve ona kızıyormuş. Bu sebeple evden sık, sık uzaklaşıyormuş. Bir seferinde başka bir ilçeden polis karakolundan almışlar ondan sonra o Çelik bilekliğine bilgileri yazmışlar. Sürekli evden gitmek istiyormuş. Ne kadar gözleselerde o bir fırsatını bulup çıkıyormuş. Güvenlikler tembihli aslında fakat genede dışarı çıkmanın bir yolunu buluyor.. Bazen de çok normal davranıyor", dedi.

Üzülmüştüm, insanların yaşamlarında yaşlılık günlerinde en büyük sorunları sağlık ve yalnızlık sorunuydu. Bazen evlerde hasta ve yaşlıları insanlar sadece görüyordu. Onu ne dinliyor, ne anlıyor ne de seviyordu ...
Bu duygusuz ortamlarda pek çok insan sadece gitmek ve daha uzaklara gitmek belki de sonsuzluğa gitmek için evden uzaklaşıyordu.
Evlerin ev olmaktan çıktığı Insanların sadece barınmak için kullandığı, ailenin para kazanan ve kazanamayan veya yaslı hastalara işe yaramaz gözüyle baktığı bir dünya mı olmuştuk?
İçimde uktesi kaldı yazmak istedim. Evlatlar küçükken gözlerinin önünden birkaç dakika bile olsa kaybolduğunda anne ve babalar çıldırır ve üzülürlerdi. Onlar yaşlandığında ve çocuklaştığında evlatlar neden aynı sevgi ve sabrı onlardan esirgiyordu. Bu nasıl acımasız bir kısırdöngüydü.

Bir gün anne ve babalar yaşamdan çekilip sonsuz uykularına dalınca iş işten geçmiş oluyor ve artık çok özlesende bir kez bile görme, sarılma şansın olmuyor. Kaybetmeden de insan insanın değerini bilmiyor.

Telefonla biraz önce arkadaşım  o adam hakkında yeni bir bilgi verdi. Şaşırmıştım. Yok artık o kadar da olamaz dedim ve  adamın tekrar evden kaçtığını öğrendim...

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam