reklam
reklam

GELİN ve REHİN ALTIN (I)

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 21 Kasım 2019, Perşembe - 10:10   Okunma Sayısı: 100753

Sene kırklı yıllar kurtuluş savaşı sonrası erkeklerin çoğu savaşlarda şehit ve gazi olmuş, tarımsal üretim yeterince başarılı olmadığı için kadınlar ancak kendilerine yetecek kadar toprağı işlemeyi başarabilmişler, tarım hayvan gücü ve insan gücü İle binbir emekle yapılıyor. Çok hanede tarhana çorbası İle ekmek yeniyor veya bunu bulamayanlar da varmış, tarhana çorbasının gerçek adı zaten darhane (yoksul hane) çorbası.

Hayat her zorluğa karşı devam ediyor, gençler geleneklere uygun şekilde evlendirilmeye çalışıyor, şimdiki gibi giy gelinlik, damatlık, iki şahit bul, bir sepet şeker yaptır evlen durumu bilinmiyor henüz. Düğünler çok masraflı Perşembe günü başlayan düğün Pazar gününe kadar sürüyor, uzaktan gelen akrabaların ağırlanması, tüm konuklara yemek ikramı, geline alınan altınlar, giyim kuşam, bakırlar çok para tutuyor, zaten para da o vakitler her haneye uğramıyor. 

Evlenecek oğlu olanın işi çok zor keza düğünün tüm yükü erkek tarafının omuzlarına yıkılmış, gelin sadece sandık çeyizi ve yatak, yorgan gibi çeyiz İle evleniyor. Erkek tarafı ise kız tarafına düğünde verilecek yemeğin harcını yani malzemesini alıyor, belki de gelenek gereği kız babasına başlık parası bile ödemek zorunda kalıyor. Kısaca erkek tarafının maddi açıdan külfeti çok ağır. Düğün masrafları için belki ahırdan hayvan, belki kıyı köşeden bir tarla, bağ, bostan satılıyor.

Bu koşullardaki senelerde uzaktan akrabam evleniyor. Düğünde gelinin kulaklarına altın küpe,  boynuna kırmızı kurdelaya takılı beş altın   takılıyor, bakır kap kaçak alınıyor, el dokuması halı, geline  Kılık kıyafet alınıyor, kız  tarafı erkek tarafının bonkörlüğü karşısında memnun olup, kızlarına sandık içinde çeyiz, yatak yorgan alıyorlar. Kız babası  kızana başlık parası almıyor keza kızını bir bedel İle evlendirmek istemiyor, seviyor kızını ve kızı evinde mutlu olsun, babana başlık parası verdik diye başına kakılmasın istiyor.

Gelin yeni evine gelince, gerdek sonrası kocası kulağındaki küpenin, boynundaki altının kiralık olduğunu ve yarın sabah onları çıkarıp kayınvalidesine vermesini söylüyor. Gelin çaresiz kulağımdaki küpeyi, boynundaki altınları çıkarıp kayınvalidesine veriyor. Evdeki bakırları kimden aldılarsa ona geri veriyorlar, evdeki halıyı da komşudan almışlar ona veriyorlar, kim bilir o halı, o bakırlar ve o altınlar İle kaç gelin aldılar ve kaç gelin kandırdılar, belli ki o köyde böyle bir gelenek var ve kimse bu durumu yadırgamıyor.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam