reklam
reklam

İbn-i Sinâ ve Tıpa Getirdiği Yenilikler (II)

Köşe Yazarı: GAMZE YILMAZ   Eklenme Tarihi: 23 Ağustos 2019, Cuma - 10:49   Okunma Sayısı: 402179

Sinâ'nın söz konusu eseri incelendiğinde, konuları sistematik bir biçimde incelediği görülür. Tarihte ilk defa, tıp ve cerrahiyi iki ayrı disiplin olarak değerlendiren İbn-i Sinâ, cerrahi tedavinin sağlıklı olarak yürütülebilmesi için anatominin önemini özellikle vurgulamıştır. Hayati tehlikenin çok yüksek olmasından ötürü pek gözde olmayan cerrahi tedavi ile ilgili örnekler vermiş ve ameliyatlarda kullanılmak üzere bazı aletler önermiştir. Gözle de ilgilenmiş olan İbn-i Sinâ, döneminin seçkin fizikçilerinden İbn-i Heysem gibi, Göz-Işın Kuramı'nı savunmuş ve üst göz kapağının dışa dönmesi, sürekli beyaz renge veya kara bakmaktan meydana gelen kar körlüğü gibi daha önce söz konusu edilmemiş hastalıklar hakkında da ayrıntılı açıklamalarda bulunmuştur. İbn-i Sinâ’nın bir çok eseriyse o güne kadar bilinen dünyada (Avrupa,Asya ve Kuzey Afrika) okullularda okutuldu. Örneğin, El-Kanun fi't-Tıb (Tıbbın Kanunu) 17. yüzyıla kadar Avrupa'da okullarda okutulan bir kitaptır. Şimdisiyse sizler için İbn-i Sina'dan şifaya giden sağlıklı besinleri sizler için paylaşacağım. İbn-i Sina hangi besinleri niçin önermiş. Bunları anlatacağız. * Elma, sıkça tüketilen bir besin. "Nasıl bilirdiniz?" sorusuna verebileceğimiz cevap, C ve E vitamini yönünden zengin, olacaktır. Ancak sadece bu kadar değil. İbn-i Sina'nın da önerdiği Elma, aynı zamanda kalp sağlığını korumaya yardımcı.Yine hindiba da göğüs sıkışmasına iyi geldiği gibi kalbi de güçlendiriyor. * İbn-i Sina'dan ağız kokusunu gidermek için bir tarif:”105 gram kabuğu soyulmuş limon, 3,5 gram karanfil, 3,5 gram hindistan cevizi, 3,5 gram sivri biber, 3,5 gram kakule, 3,5 gram tarçın, 3,5 gram havlican, 3,5 gram kuru zencefil ve 700 gram misk.” Tüm bu malzemeler balla karıştırılarak macun haline getirilip tüketiliyor. Karışım, ağız kokusuna iyi geldiği gibi sindirimi de kolaylaştırıyor. *Tarçın, tam bir göz dostu. Katarakt başta olmak üzere daha birçok göz hastalığına iyi geliyor. *Rezene göz akıntılarına şifa oluyor. Ham rezene tohumuysa görme yetisini güçlendiriyor. *Dut, sindirim sistemi için bulunmaz bir hazine. Kronik ishal ve bağırsak ülserlerini gidermede özellikle karadut çok etkili. *Yazın bol bol bulacağınız kavun, derdinize derman olacak. Ödem attırıcı- idrar söktürücü bu meyveyi sofralardan eksik etmemekte fayda var. *Hoş kokusuyla gül, bahçelerden eksilmeyen bir çiçek. Ancak şifasından faydalanmak için reçelini de unutmamak gerekiyor. Kurutulmuş gül yapraklarını balla karıştırıp cam bir kaba koyarak 40 gün güneş altında bekletin. Bu karışım özellikle mide ve bağırsak ağrılarına iyi geliyor. *Isırgan, yabani bir bitki olduğundan pek sevilmese de şifası bol. Tohumu, astım ve nefes darlığına iyi gelirken, ısırganı arpa suyuyla kaynatıp içtiğinizde mukoz salgının atılarak göğsün ferahlamasını sağlıyor. Siyah zeytin çekirdeğinden yapılan tütsü de astım ve akciğer hastalıklarına iyi geliyor. Meyan kökü de yine aynı hastalıklara iyi gelen şifalı bitkilerden. * Karaciğer tıkanıklıkları için tıkanıklığı açan fıstık aynı zamanda karaciğeri temizliyor. Bağırsakları da temizleme özelliğine sahip bu yemiş, mideye de oldukça iyi geliyor. *Karanfil çayı ve bitkisi kusmayı durdururken mide ve karaciğeri de güçlendiriyor. Ayrıca hoş kokusuyla ağız kokusunu gidermeye de yardımcı. *Balıkta bulunan Omega3 yağ asitleri ruh sağlığına bire bir. Obesesif-kompulsis kişilik bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği araştırmalarda kanıtlanmış. Balık, beyindeki yağın yoğunluğunu düzenleyerek sinir sistemini olumlu etkiliyor. *Susam yağı, kaynatılarak sürüldüğünde saçı gürleştiriyor. Ancak tek özelliği bu değil. Saçları çabucak uzatıp, yumuşatıyor. Ayrıca kepeğin de düşmanı. *Sakız inanmanız zor belki ama hem beyni temizliyor, hafızayı güçlendiriyor. Ayrıca damla sakızı, mineral deposu. Öksürük ve ağız kanamalarını da durduruyor. * İbn-i Sina'dan nefes darlığı yaşayanlara “Bir kimse yürürken hareketlerinde nefes darlığı ile birlikte sert sallantı ve göğsünde ağırlık varsa pişirilmiş kuru zufa otu yedirilir, ada soğanı sıyrığı (yalamtık), geven, sarı incir, kabuksuz badem ve bal ile birlikte yedirilerek içirilir. Ceviz yağı ile birlikte nohut suyu, dereotu, yedirilir ve sıcak su içirilir.” * İbn-i Sina'dan Böbrek taşı yaşayanlara; “Böbreklerde şiddetli ağrı meydana gelir ve hastanın idrar kabında kum kalırsa böbreklerde oluşmuş taşlardan dolayıdır. Hastaya şu ilaçlardan biri verilir: Kabuksuz karpuz çekirdeği veya çekilmiş üzüm çekirdeği veya kereviz ve anason çekirdeği verilir. Diken çekirdiği, gül çekirdeği, gül, hatmi tohumu, molehiya tohumu birer dirhem ağırlığında öğütülür, taze, mayhoş meşrubatla ezilerek içilir. Ağır yemekler ve süt ürünlerinden men edilir, acı badem yağı ile siyah nohut yedirilir.’’

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam