Yağmurlu bir gündü Görevim vardı,Bugün bu sabah çünkü çok erkenden uyandım.
Sınav görevim vardı, yağmurlu bir gündü bir arkadaşımla buluşup oradan görevimizin olduğu okula geçtik. Sınav Kağıtlarını dağıttık ve topladık, bekledik Yarın da yağmurlu bir gün olacakmış
Sınav başlamadan önce, sınav sırasında ve sonrasında hep yağmur yağdı, çok yağmur yağdı bugün. Sınavda, teneffüslerden birinde kavga çıktı öğrenciler arasında. Bu yaş grubundaki öğrenciler hep bir kavga, çatışma halindeler. Ergenlik, hayatın en zor, sıkıntılı dönemi sanırım. Bu sıralar ergen kavgalarıyla uğraşmaktan yorgun düştüğüm için geçici olarak böyle düşünüyor da olabilirim. Ama bir yandan uzun zamandır çocuklarla çalıştığımı düşününce onlarla hiç bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum. Çocukluğun renkli, sihirli dünyasından ergenliğin siyah beyaz dünyasına geçiş kolay olmuyor. Çocuklar ne kadar açık ifade ediyorlarsa bütün duygularını, ergenler size kapılarını o derece sıkı kapatıyorlar. Çocuklar ne kadar dürüst ve içtense, ergenler o kadar yalan söylemeye yatkın ve maskeliler. Çocukluğun sonsuz evreninden sonra yetişkinliğin dört duvar apartmanına sığdırmak ruhunu en zor tecrübelerden biri olsa gerek, bu tecrübenin adı işte belki de; büyümek. Eve gelirken simit aldım, yolda yürürken aklıma eskilerden tanıdığımız bir amca geldi, aynı apartmanda oturuyorduk, bazen bahçede, bazen yolda görürdüm onu, birkaç sene önce vefat etti. Yakın bir tanıdığımız olmasa da uzun zamandır bildiğin yaşlı bir amcanın yürüyüşe çıkması, bazen markete gitmesi, bir yerlerde onunla karşılaşmak insana güven veriyor diye düşündüm, bütün bunlar yağmurlu bir günde etraf yeşilin türlü tonlarıyla renklenmiş, aydınlanmışken elimde simit paketiyle kahvaltı yapma niyetiyle eve doğru yürürken neden aklıma geldi bilmiyorum. Karnını doyurmak için uğraşıyorsun, sıkılınca yürüyüşe çıkıyorsun, yağmur yağıyor, arkadaşların, dostların, tanıdıkların oluyor ve sonra ölüyorsun dedim içimden, bu kadar/mı? Akşama doğru kuşlar yine geldi pencere önüne. Başarısız mısır ekmeği denememden arta kalanları bir poşete saklamıştım, onları serpiştirdim pencere kenarına. Bu aralar favorimiz olan Doğadaki İnsan belgesel serisinden bir bölüm izledik bugün bir de. Sonra gitsek dedik, uzaklara, yeşile, ormana, suya ve giderken Yağmurlu bir günde şemsiyemi almayı unutmuşum.
Yağmurlu bir gün olduğu için ayakkabılarım ıslanmıştı.
Bugün çok soğuk ve yağmurlu bir gün
Yağmurlu bir gün insana huzur veriyor.Yağmurlu günler beni mutsuz eder ama güzel Şarkıların yağmurlu günlerde çalınmasını isterim.Yağmurlu günlerde müzik dinlemeyi severim
Yağmurlu günlerde sevmeyi sevilmeyi hep çok isterim ve insanları ve hayatı daha çok severim.
Yağmurlu günlerde bütün insanların mutlu olmasını isterim.
Yağmurlu bir gün olduğu günlerde hayatı ertelemeyin sevin ve sevilin umutla hayata tutunun sevmeyi ne yağmur nede hava sisli olduğunda ve de sevdiklerinizi hiç yalnız bırakmayın.
