reklam
reklam

Yazlık Sinema Kültürü

Köşe Yazarı: GAMZE YILMAZ   Eklenme Tarihi: 26 Haziran 2019, Çarşamba - 11:10   Okunma Sayısı: 175571

Bizim çocukluğumuzda yaz ayları açık hava sinemalarıyla bir başka olurdu. Yaz sosyal hayatın canlı olduğu bir mevsim aynı zamanda . Eskiden sinema bu kadar teknolojiye ayak uydurmamışken ,bu kadar havalandırmalı sinemalar yokken yazın sinema açığını açık hava sinemaları yani halk arasında bilinen adıyla yazlık sinemalar  doldurmaktaydı.

Yazlık Açıkhava sinemalarında kimi  yeni kimi eski bir çok  filmin  tanıtımları sokaklarda mikrofonlu kamyonetler ile yapılır, sonrasında hep beraber toplanıp tahta sandalyelerde beyaz perdeyi önünüze alır ve  Eylül ayının sonuna kadar da  ara ara o muhteşem filmlerin keyfini çıkarırdık.

Yazlık sinemaları şöyle tarif edersek; bir bina içerisinde olmayan ancak etrafı dışarıdan seyredilmeyecek şekilde duvar ve perdelerle engellenmiş olan sinemalardır. Türkiye'de özellikle havaların ısınması ile birlikte genelde Mayıs'tan Eylül'e kadar çalıştırılan, tahta sandalyelerin perdenin önüne dizilmesi ile oluşturulmuş sinemalardır.

Dünya’da ise daha çok arabaların üzerinde oto sineması denen bir türü daha bulunmaktadır. Daha sonra sinemaların televizyon karşısında kan kaybetmesine paralel olarak yazlık sinemalar da yok olmaya başlamıştır.

Yazlık sinemaları kışlık sinemalara göre avantajlı duruma getiren şey, halkın her kesimine hitap edebilmesidir. Çünkü o dönemlerde  daha çok da seçkin semtlerde gösterime giren filmler yazlık sinemalara göre pahalıdır ve herkesin bu filmlere gitmesi  mümkün değildi. Fakat yazlık sinemalarda çok daha ucuza film seyretmek mümkündü ve kalabalığı memnun etmek isteyen sinema sahipleri, bazı günler iki filmi birden göstermekteydiler.

Bizim oradaki sinemalar dolar taşardı, bizler de keyifle izlerdik. Gazoz,ay çiçeği,(çekirdek), patlamış mısır, şeker türleri, ve simit  vazgeçilmezdi. Burada geçirdiğimiz anıları aklıma getirdiğimde emin olun duygulanmamak elde değil.

Bu sinemalar hızla kapandı ve birer nostalji unsuruna döndü. Son yıllarda sayıları yeniden hızla artan açık hava sinema gösterimleri, hayatın yoğun temposundan sıyrılmak isteyen ve sıcak havalardan bunalanlar için nefes alma imkânı sağlarken, eskiye özlem duyanları nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Halbuki; bu sinemalar bir sosyalleşme alanıdır. Dolaysısıyla da daha çok olması gerekmektedir.

Artık çekirdeğin yerini daha çok patlamış mısır veya cipsler, tahta sandalyelerin yerini şezlonglar, minderler hatta botlar almış durumda. İşte bu yüzden yazlık sinemalar yeniden gözde mekanlara dönüştü. Bizim gibiler geçmişi yad etmek için giderken; çocuklarımız ve gençlerimiz de bu deneyimi yaşamak ve görmek için gidiyorlar.  Sizlere tavsiyemiz; yazlık sinemaları kaçırmayın ve de çocuklarınızı götürün. Keyifli seyirler ve güzel günler sizlerle olsun.

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam