reklam
reklam

CENAZE EVİNDE GERÇEK ZİYAFET 

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 21 Mayıs 2019, Salı - 10:49   Okunma Sayısı: 97639

Ben hayatımda ilk kez kaybettim annemi, daha önce annesini kaybeden çok insan gördüm fakat benim ilk kayıbım bu. Bir insanın hayatında kaç annesi olur ki zaten! Başkalarının kayıplarını izlerken insan üzüntü duyar ve o acıyı yüreğinde hissettiğini zanneder, o yoğun acıyı hisseder ve annesini kaybetmenin verdiği acıyı bildiğini düşünür. Bu ne büyük bir yanılgıdır oysa hiç kimse kendi annesini kaybetmeden bu acının derinliğinin çarkına varamaz.

İçimizde sülalesini topyekün kaybetse ruhunda ufacık bir dalgalanma hissetmeyen insanlarda var, bazıları o kadar heykel gibi görünüyor ki, ya duygularını iyi kontrol altına alıyor ya da gerçekte duygu nedir bilmiyor. Her vefat edenin ardından mutlu olan benden önce, benim ailemden önce öldü diye sevinenler var, hatta “o ölsün arkasından üç gün fazla yaşasam” diyecek kadar bu dünyada kalacak olan mal ve mülkün paylaşımı yapamayıp haklarını ahirete bırakanlar da var. Herkesin birbiri ile bir hesabı veya bir kırgınlığı var, bazen seneler önce yaşanan ufacık bir olayı unutmayan, kırgınlığını sürdüren yüreğinde sevgi, umut dallarını kurulanlar var.

İnsanların parmak izleri ne kadar değişik ise hayata bakış açıları da o kadar değişik. Bazılarının içlerinde yanan kıskançlık ateşi o kadar harlı ki o ateşin isi yüreğini yaktığı gibi kömür gibi karartıyor. Dıştan belli olmayan içinde yanan ateşlerin kimse farkında değil, paylaşmıyor duygularını veya insanlar birbiri ile o kadar ilgili değil, kimse kimsenin ne yaşadığının farkında değil.

Ölüm anında veya bir Cenaze evinde biraya gelen insanların ruh halleri biranda değişip herkes iyi huylu olacak değil, kim ne ise her koşulda gene o, sadece insanlar biraz daha birbirine yakınmış gibi duruyor.

Son senelerde herkesin hayatında o kadar çok değişiklikler oldu ki kimse bu değişimin farkında değil. Hamile kadınların  Amerika’da kutlanan baby shower yani ben hamileyim yakında doğuracağım bebeğime hediye alın Partisi çıktı ortaya hemde öyle bir kutlama ki gösteriş son safhada. Amerika’da kadınlar arasında kutlanan baby shower partisinin gerçek sebebi şu: yeni doğacak bebeğin  masraflarını azaltmak İçin daha önce bebek sahibi olan anneler bebeğin ilk Doğum anında ve bebeklik zamanında kullandıkları temiz giysileri, bebek gereçlerini yeni anne adayına hediye edip, onun masraflarına ortak oluyorlar. Seksenli yıllarda Ingilizce kursunda, Yeni Zelandalı öğretmenden  öğrenmiştim ben bu kutlamayı, bizde yoktu ve uygulama şekli değişik gelmişti. Bizde bebeğe kullanılmış eşya hediye etmek uygun değildi, herkes yeni alırdı. 

Kına gecelerine gelince eskiden herkes kendi yöresine göre kına gecesi yaparken son senelerde o kadar abartılı kına geceleri yapılıyor ki bu değişimi görmemek mümkün değil. Düğüne gelince onda da abartı had safhada artık gelenek görmek yok hava atmak ve bol para harcayıp gösteriş yapmak moda.

Peki  bu kadar gösteriş içinde doğurup, evlendirip etrafa hava atılınca ölünce eskiden olduğu gibi gelenek göreneklere göre mi Cenaze töreni yapılacak! Eğer evet diyorsanız çok yanılıyorsunuz. Sizin ilk defa anneniz, babanız ölebilir bu normal zaten insanın bir annesi, bir babası olur hayatta.

Derhal markalı Güneş gözlüklerinizi çıkarmanız, en havalı siyah elbisenizi giymeniz gerekiyor. Çiçeği unutmayın, tabutun üzerine konulacak çiçek sizin tarzını yansıtması gerekiyor, öyle al acele alınıp konulan çiçek sizin karizmanızı sarsar, vefat edenin fotoğrafını cenazeye katılanların yakasına iğnelemeniz gerek, bunu da unutmayın. Sonra havalı bir ilan vermeniz hatta gazete sayfasını tam kapatmanız daha uygun. Oysa o para ile kaç yetim, yoksul doyardı boş verin, hava daha mühim, sonra eş dost ne der!

Cenaze evinde yoksullara bile kıymalı pide dağıttırıyorlar artık, peynirli olursa ucuza kaçmış diye bakışıyor misafirler, Cenaze sahibini kınıyorlar. Eskiden eş dost, konu komşu un helvası kavurur gelene gidene ölü helvası dağıtırdı, şimdi baklava ve diğer tatlılardan dağıtman, tatlı tabağı çeşidi yapman gerek. Sanki Cenaze evine değil güne yada karın doyurmaya gelmiş gibi saldırıyor millet yiyeceklere. Eğer biraz durumu iyiyse hayatını kaybeden geride kalanların ikramda kusur etmemesi gerekiyor, miras kalacak nasıl olsa ikramı sağlam tutsun deniliyor. Kimse  ölenle ilgilenmiyor ve acısını yaşamıyor ve aileyede yaşatmıyor artık.

Cenaze için okunacak dua zamanı yedi, kırk veya elli ikinci gününde şölen gibi hazırlanıp, giyinip süslenip ev hazırlanıyor. Gelen kadın hoca ise Mevlüt İçin özel elbiseler giyiyor bu giysiler süslü ve gösterişli abiye kıyafetler ve birkaç elbise değiştiriyor Mevlüt okunurken. Ev sahibi ise davet sahibi gibi sadece gelenin gidenin yemesi içmesi ile ilgileniyor. Acı, hüzün yok bu törenlerde keza artık buna vakit yok.

Şimdi moda böyle, bu modaya uymazsan çağdışı kalırsın, sanki bir yarış var ve bu yarışın başında Doğum ile başlayan ölüm ile biten bir gösteriş söz konusu.

Duygular yok artık, hissediyormuş gibi yapma modası var, herkes birbirine oynuyor iyi oyuncu olmuş insanlar. Gerçekte ise samimiyet yok, gerçekten Sevinç duygusunu hissetme, acıyı yaşama,  ölümün derin beyaz sessizliğine saygı, vefat edenin yakınlarına teselli acıyı paylaşma duygusu yok.

Bir toplum gerçek gelenek ve göreneklerini kaybedip bunların yerine kendi özünde  
olmayan ne varsa sırf başkaları gibi olmak adına yaptığı zaman asla asıl olmaz kötü bir kopya olur, Çöker ve içten içe çürür insanlar. Asıl gelince kopya değerini kaybeder. Bu nedenle aslında ne varsa ona dönüp hiçkimse gibi olmadan sadece kendin olman gerek. Tarih boyunca aslına sadık kalanlar, kendi adıyla yaşadı.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam