reklam
reklam

Sen hiç büyüme içimdeki çocuk

Köşe Yazarı: EMİNE KALYON AVCI   Eklenme Tarihi: 26 Şubat 2019, Salı - 10:05   Okunma Sayısı: 563837

Çocukluğumuzda her birimiz çeşitli hayaller kurmuşuzdur gerçek olması düşlenerek. En çok da ‘’Büyüdüğünde ne olacaksın, en büyük hayalin nedir? dediklerinde geleceğe ait hayallerimiz bir bir şekillenmeye başlar… Sonra ard arda sıralayıveririz. Ben doktor olacağım, ben pilot, ben öğretmen, ben astronot, ben bilim adamı, ben anne… Ben’li başlayan cümlelerimizin sonu gelmez, bazen küçük, bazen büyük, bazen de ulaşılmaz hayallerimiz olur çocuksu dünyamızın saflığında. Ben de çocuktum ve benim de hayallerim vardı tüm akranlarım gibi… O yıllarda hayaller kurduğumuzda ve çok istediğimizde mutlaka bir gün olacağına inanırdık. Oysa, ne çok düşlediğinde ne de çok istediğinde gerçekleşmiyormuş hayaller. Gerçekleşmeyen hayaller ve kırıklıkları, insanı olgunlaştırırken eğitiyor da bir yandan…

Ben de bir çok insan gibi hayal kırıklıkları ile olgunlaşmış olarak büyüyor kendime daha basit ve sade hayaller, dilekler diliyordum…Artık daha kendimce ve gerçekleşmesi olası hayallerim süslüyordu kendime ait dünyamı. Haa bazen uçuk hayaller ile abarttığım oluyordu elbette ama abartmanın da hayal olduğunu düşünerek avuttum kendimi. Sonra anladım ki küçük hayallerimiz kolaylaşması en kolay ve en mutlu edenlermiş aslında ve onlar ya yanı başımızda ya da biraz ötemizde bizim onu düşlememizi bekliyormuş oysa… Küçük hayalleriniz olsun çabuk gerçekleşen ve yine hayaller kurun, kurun, kurun ve çok mutlu olun. Sadece bir şeye sahip olmak için hayal kurulmaz aksi takdirde sadece amacımız kurduğumuz hayale sahip olmak adına ise düşlerimiz olmadığında ki kırıklıklarımız kurulan hayalin kat sayısı kadar oluyor oysa kurulan hayaller; sahiplik yerine manevi doygunluk, sizden başka kişileri de mutlu etmek adına ise inanın bu sefer de hayalin mutluluğu katlanarak artıyor….

Hadi birlikte hayal kuralım.

Sokakta gezinirken yanından geçtiğiniz minik bir kedi yavrusuna ‘onun annesi olduğunuzu hayal ederek gözlerine baktığınızda ve ‘’güzel kızım’’ diye seslendiğinizde mırıldanarak ayaklarınıza dolanıp adeta size ‘’anne beni sev’’ diye gözlerinizin içine bakması ve sizin de onun başını okşadığınızdaki hazzı yaşamalısınız.

Yakın çevrenizde yaşlı bir kişinin yada çiftin çocukları olduğunuzu hayal edin ve fırsatınız oldukça onları evlerinde ziyaret edin. Kişisel ihtiyaçlarına yardım edin ve de onlarla sohbet edin… Yaşlı bir çiftin evladı olma hayaliniz size tonton ebeveynler kazandırmanın yanında bilge anılarla dolu doyumsuz sohbetlerin mutluluğunu yaşatacaktır.  İnanın size yaşattığı mutluluğunun misli mislini o tonton ihtiyarlar yaşayacaklar. Sizin rutin ziyaretlerinizi dört gözle bekler olup kapıdan girdiğinizdeki sevinçleri ve size sımsıkı sarılmalarının mutluluğu paha biçilemez olsa gerek.

Aile meclisi yada bir arkadaş toplantısında ikramlıklar yenilip büyükler koyu bir sohbete daldığında çocuklar da bir kenarda arkadaşları ile oyuna başlarlar. İşte o an içinizdeki çocuk can atmaya başlamıştır bile çocukların yanında olmaya. İçinizdeki minik yaramazın dürtüleri ile miniklerin arkadaşı olduğunuzu hayal edip onların yanında yere kurulup başlarsınız oyuna…Çocuklar, bitmek bilmeyen enerjileri ile size hikayeler ve kendi hayallerini anlatmaya başlarlar. Çocuklarla öyle eğlenirsiniz ki zaman geçmesin ve onların arkadaşı olma hayaliniz hiç bitmesin istersiniz. Çocukla çocuk olduğunuz ve kendinizin çocukluk anlarını tekrar yaşadığınız hayaliniz sizi mutlu ettiği kadar o minikleri de ‘bir büyükle kendi arkadaşları gibi oynamak’ çok mutlu etmiştir. Çünkü çocuklarda o an içinizdeki küçük yaramazla çok eğlenmişlerdir. Çocukların arkadaşı olma hayalinizin mutluğunu bir kez yaşadıktan sonra artık kendinizi bu hayalden alıkoyamaz ve nerede birkaç çocuk varsa başlarsınız onların arkadaşı olduğunuz hayalini tekrar kurmaya….

Sen hiç büyüme içimdeki çocuk.   

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam