Bedri Rahmi’nin şiirinden Anadolu: (Taş Çağı’ndan Osmanlı’ya Anadolu, Erhan Akyıldız, Baskı: 4, Mayıs 1997, AD Yayıncılık)
“Bu Anadolu var ya bu Anadolu
Bu misli menendi görülmemiş cömert ana
Her yanı meme, her yanı dudak, her yanı gül
Bu zırnık almadan veren, habire veren yediveren gül
Bu Anadolu var ya bu Anadolu
Bu üç yosma denizde üç defa ıslanan
Gürbüz ırmaklar ortasında susuzluktan çatlayan
Bu Anadolu var ya bu Anadolu
Bu sapsarı sıtma, bu masmavi gurur
Ne tosunlar doğurmuş ne tosunlar
Bak daha neler doğurur…”
Ben de güzel Anadolumuzun neler yetiştirdiğini, nelere kadir olduğunu anlatan bir kitaptan alıntılarla 2019’un ilk ayında sizlerle paylaşmak istedim. Ölüm, hiç de hoş gelmiyor kulaklara… Bunu en sevdiğimiz insanları kaybettiğimizde daha fazla hissediyoruz.
Gelin görün ki, bu topraklarda asırlar önce yerleşmiş, yurt edinmiş kavimlerde de böyle olmuş ölüme bakış… Kitaptan alıntılara göz atalım mı?
Hitit Devleti kuruluş aşaması
Birçok entrikadan sonra başa geçen Hitit Kralı I. Labarna, bu lânetlemelere aldırmadan devletin başkentini Kuşara’dan Hattuşa’ya taşımış ve kendisi de Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili adını almış. Hitit devleti kuruluş aşamasını bu kral döneminde tamamlamıştır.
Hattuşili daha sonra Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye üzerine seferlere çıkmış, bu arada bazı başkaldırılar olmuşsa da Hattuşili kısa sürede karışıklıkları yatıştırıp zaferle dönmeyi başarmış.
Hattuşili’den sonra Hititlerin başına torunu I. Murşili geçer. İktidar I. Murşili’nin ölümünden Telepuni’nin tahta geçişine kadar kargaşa içinde geçer. Taht kavgaları yüzünden öldürmeler, entrikalar birbirini izler. Telepuni tahta çıktığında Hitit ülkesinde durum hiç de iç açıcı değildir. Telepuni’nin ölümünden sonra da kargaşa dinmez.
Kargaşa dönemi Hititlerin en güçlü krallarından biri olan Şuppilluliuma’nin M.Ö. 1380 yılında tahta çıkışıyla sona erer. Bu kralla birlikte Hititlerin Büyük İmparatorluk dönemi başlar. Tahta geçtikten sonra ilk işi Anadolu’daki kargaşayı yatıştırmak olur. Daha sonra da geçmişteki ataları gibi genişleme siyasetini sürdürür. Kargamış’ı alır, etki alanını Mısır sınırlarına kadar vardırır.
Şuppilluliuma bir veba salgını sonucu ölünce yerine oğlu II. Arnuvanda geçer. Ancak o da aynı hastalığa tutulup ölür. Taht bu kez oğlu II. Murşili’nin olur. II. Murşili başarılı bir kral olduğu kadar, iyi bir ozan, iyi bir tarih yazıcısıdır da. Döneminde olup bitenleri en ince ayrıntısına kadar yazdığı kilden tabletler, Boğazköy kazılarında çıkan devlet arşivinden elimize geçmiştir. Babası ve büyük babasını veba salgınında kaybetmesi üzerine yazdığı “Veba Duası” ile kendini ve ülkesini vebadan kurtarmak için tanrılara şöyle yakarır.
Veba Duası
“Ey Hatti’nin Fırtına Tanrısı, benim efendim,
Ve ey siz, benim efendim olan bütün tanrılar
Doğrudur, insan günah işler,
Benim babam da günah işledi.
Hatti’nin Fırtına Tanrısı’nın benim efendimin sözünü dinlemedi,
Ama ben, ben hiç günah işlemedim.
Doğrudur, babanın günahı oğluna da geçer.
Bana da babamın günahı geçti.
Şu anda Hatti’nin Fırtına Tanrısına, benim efendime,
Ve efendim olan bütün tanrılara iletirim ki,
Doğrudur biz bunu yaptık.
Ve şimdi ben babamın günahını doğruladığıma göre,
Et Hatti’nin Fırtına Tanrısı, ey benim sahibim,
Ve ey benim sahibim olan bütün tanrılar
Niyetleriniz artık değişsin.
Artık benim için de yeniden dostça şeyler düşünün,
Ve artık vebayı Hatti ülkesinden kovun.
Ey tanrılar, siz ki benim sahibimsiniz.
Eğer Tuthalia’nın kan öcünü almak istiyorsanız,
Bilin ki, Turhalia’yı öldürenler, döktükleri kanın kefaretini ödediler.
Ve Hatti ülkesi dökülen kan yüzünden yok olacak duruma geldi.
Böylece Hatti ülkesi de kefaretini ödemiş olmadı mı?
Eğer bu kefareti ödemek sırası bana gelmişse
Ben de şimdi bütün ailemi bu günahtan
Ve kefaretten kurtarmak istiyorum
Ve ey siz tanrılar, sizler ki benim efendimsiniz,
Artık öfkeniz yatışsın.
Ey tanrılar, benim sahibim olan tanrılar,
Artık bana karşı yine eskisi gibi iyilikler düşünün.
Dileğim huzurunuza varmaktır.
Huzurunuzda dua ettiğim için beni
Kötü bir şey yapmadığım için dinlemelisiniz.
Bir zamanlar yanlış yola sapanlardan
Kötü işler yapanlardan
Hiç kimse kalmadı artık
Hepsi öldü çünkü
Ama babamın günahı bana bulaştığı için
Yalnız bunun için Bakın sizlere, ey tanrılar, ey benim efendilerim,
Sizlere ülkem için
Ülkemi vebadan kurtarmak için
Kefaret kurbanları sunuyorum.
Herkes ölünce size kimse kurban getirmez.
Bu acıları çekip çıkarın yüreğimden benim
Ruhumdan bu korkuları alın benim.
Bu duadan sonra acaba veba hastalığı azalmış veya durmuş mudur? Ölüme çare bulunamayacağı kesin de!..