reklam
reklam

Efsanevi Truva Savaşı

Köşe Yazarı: OSMAN UZUN   Eklenme Tarihi: 27 Ekim 2018, Cumartesi - 10:28   Okunma Sayısı: 387757

Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne açıldığı noktadan 6 km kadar içerdeki Hisarlık’da bulunan höyük tipinde bir yerleşime sahip Troya, M.Ö 3. ve 2. bin yıllarda hüküm sürmüş bir krallık. Bölge birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin tarihi izlerini bünyesinde bulunduruyor ancak en ilgi çekeni ve en bilineni Truva Atı hikayesi. Persler, Büyük İskender, Romalılar, Pergamon Krallığı, Selevkoslar bölgeye hakim olmuş ve uzun yıllar hüküm sürmüştür. Bu bölgede var olan bir hikaye ve gerçekten akıl dolu bir taktik, sizlere bu efsaneden bahsetmek istiyorum.

Truva ( Troia, Troya) antik dönemlerden günümüze kadar varlığını koruyan, en önemli şehirlerden biridir.

Stratejik konumu nedeniyle Truva ( Troia, Troya) yüzyıllar boyu birçok uygarlığın dikkatini çekmiştir. Bu nedenle birçok istila ve savaşa ev sahipliği yapmıştır.

Yunan mitolojisinde, Truva'lı Paris'in Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)'un karısı Helen'i kaçırması sonucunda Yunanlıların (Akaların) Anadolu'daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaştır.

Truva Atı Hikayesi

Truva Savaşının temelleri yunan mitolojisindeki tanrılar arasında çıkan çekişmeye dayanır. Kral Peleus ile Deniz perisi Thetis'in evlenme merasimine çağrılmayan nifak tanrıçası Eris, düğün akşamı ziyafet esnasında masanın üzerine en güzele yazan altın bir elma bırakır. Kudret tanrıçası Hera, Zeka tanrıçası Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmak için çekişmeye başlarlar. İşin içinden çıkamayan tanrılar, durumu çözmek için tanrıların babası Zeus'a giderek, onun hakemlik yapmasını isterler. Zeus, antlaşmazlığı sorunsuz çözmek için bu belayı Olympos'tan uzaklaştırmaya karar verir ve onlara bir ölümlü olan ve kaderin bir parçası sonucunda ida dağında (bugünkü Kazdağları) çobanlık yapan Kral Priamos'un oğlu Paris'in yanına gönderir. Zeus tanrılara ölümlü Paris'in vereceği kararın en doğrusu olacağını söyler. Çoban Paris'in, öyle büyük krallıklarda pek gözü yoktur. En güzel kadın benim olsun diye düşünüp, Altın Elmayı Afrodit'e verir. İşte ne olduysa o zaman oldu. Bu işe çok bozulan Athena ile Hera, Troya'nın yıkımı için planlar kurmaya koyuldular. Afrodit ise, verdiği sözü yerine getirmek için bir plan yaparak Paris'in, Yunanistan'daki Isparta şehrine gitmesini sağladı. Çünkü o sırada dünyanın en güzel kadını, Isparta Kralı Menelaos'un karısı "Güzel Helen"di. Menelaos ve Helen, Paris'i çok iyi karşıladılar. Kral, kendisine kendisine dilediği kadar sarayında kalabileceğini söyledi. Ona güvenerek karısı ile Paris'i sarayda yalnız bırakıp, kendisi Girit'e gitti. Menelaos'un Girit'te olmasından yararlanan Paris, Helen'i Troya'ya kaçırdı.  Bunun üzerine Menelaos ve diğer yunan kralları yaptıkları antlaşma gereği birleşerek Truva’ya saldırır. Bu saldırı karşısında, Akhalıları müşterek düşman kabul eden Anadolu halkı da Truvalıların yanında yer alır. Efsaneye göre, Olympos taki Tanrıların sebep olduğu ve karıştığı Truva Savaşı yıllarca çok çetin çarpışmalara sahne olur. Savaş boyunca iki taraf birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayınca, Akhalılar Truvalılara çok kurnaz bir oyun oynar. Akhalıların en akıllı krallarından Odysseus, bir tahta at yapma fikrini ortaya atar. Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar. Akhalıların çekildiğini gören Truvalılar, şaşkınlık içinde batı kapısının önündeki dev tahta atın yanına giderler. Bu sırada ortaya çıkan Sinon ismindeki Akhalı asker, ağlayıp, sızlanarak Yunanlılardan nefret ettiğini, onu Akhalıların geri dönüşleri için gerekli rüzgarın çıkması adına kurban seçtiklerini ve kendisinin kaçarak kurtulduğu yalanını söyler.

Barış özlemiyle yanıp tutuşan Truvalılar bu yalana inanırlar ve tahta atı içeri alırlar. Gece barış kutlamalarıyla coşan ve alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, atın içindeki Akhalı Savaşçılara gafil avlanırlar. Bu sırada Truva’nın surlarına yaklaşmış olan Akha Ordusunun da takviyesiyle Truva Şehri tamamen harabe haline dönüşür. Truva’nın baştan sona yakıldığı bu korkunç katliam sonrasında Menelous Helen’i alarak Yunanistan’a yelken açar.

Truva ( Troia, Troya) bölgesindeki kazılar kendi içinde bir tarihi barındırır. 1870 -1890 yılları arasında Heinrich Schliemann, Frank Calvert in yardımlarıyla ilk kazıları gerçekleştirmiştir.

Dünya'nın en önemli tarihi olaylarından birinin baş aktörü olan Truva atı Çanakkale ilimizdedir. Fırsat bulunduğunda mutlaka görmek gerekir.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam