reklam
reklam

SANA ÖLDÜRME HAKKINI KİM VERDİ

Köşe Yazarı: NEJLA BİLGİN   Eklenme Tarihi: 15 Ekim 2018, Pazartesi - 10:15   Okunma Sayısı: 29312


Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti haberi yapılmasın!  Hangi gazetenin sayfalarını çeviren üçüncü sayfa haberlerinde bir kadın cinayeti haberi var. Kadınları en yakınları veya bir zamanlar en yakın oldukları kişiler öldürüyor.

Erkeklerin büyük çoğunluğu bir kadın olmadan hayatını devam ettirmeyi başaramıyor. Evlilik öncesi anne figürü hayatlarında çok önemli bir yer tutuyor.
Anneleri kul köle oluyor oğullarına, kızlarından daha farklı tutuyor kadınlar oğullarını, bana kimse oğlum soyumun devamı filan diye masal okumasın keza soyun devamı tek kişi İle olmuyor! O el kızı gelinleriniz olmasa oğlunuz o şahane asil soyunuzu armut ağacında yetiştirecek değil herhalde! 

Anneler; eşlerinden göremedikleri ilgiyi oğullarından görmeyi hayal ettikleri için oğullarını kendilerine hayran birer evlat olarak büyütüyor çünkü kız evlatlar Ne kadar anneye yakın olsalar da en çok annelerini kız evlatlar eleştirir. Kızlar biraz büyüyünce anneye rakip oluyor ve anne yaşlandığını kendi kızının gençliğinde görüyor. Oysa oğlu büyüdükçe yakışıklı prens haline gelip, annenin hayranlığı ona artıyor. Bir dediği iki olmuyor oğulların, yemiyor yediriyor, giymiyor giydiriyor, altınlar, takılar hazırlanıyor oğulun geleceği için, on sekiz yaşına gelince altına araba çekilip, cebine para konuluyor.

Daha anaokulunda en güzel kız senin sevgilin olsun modunda yetişiyor oğullar. Tüm güzel kızlar annelerin oğullarının sevgilisi olmalı, oğulları en güzel kızı gelin getirmeli. Kayınvalideler oğullarına o kadar hayran ki gelinler ufacık bir eleştiri yapsa aile içi iç savaş çıkıyor. Nasıl oğlumu beğenmez el kızı! diye şok yaşıyor, şok yaşatıyor kayınvalideler.

Oğullar bu sebeple evlendikleri kızların veya sevgili oldukları kadınların kendilerine tıpkı anneleri gibi kul köle olmasını, sorgusuz sualsiz sevmesini bekliyorlar. Anneleri onlara ölünceye kadar hayranlık duyduğu için, hayatlarına giren kadınlardan bu hayranlığı bekliyorlar. Kadınlar bile kendi aralarında koca idare etme şekli diye bir sohbetleri var.
"En akıllı kadın kocaya kral gibi davranırmış da o kral sanılan koca da karısını kraliçe sanarmış" gibi sanal bir masal içinde, yalan içinde yaşıyorlar evliliklerini. Koca kapıdan çıkar çıkmaz anne, kızkardeş, yakın arkadaş vs.gibi yakın gördüklerine telefon açıp veya sabah kahvesine gidip kocalarının dedikodusu yapan kadılar çoğunlukta.
Alışmışlar baba evinde baba, abi idare etmeye, koca evinde de koca idare etmeyi bu biliyorlar.

Bu ölçülerin dışında yetişen kızlar güçlü annelerin yetiştirdiği kendi ayakları üzerinde duran, maddi açıdan kimseye muhtaç olmayan mesleği olan kızlar. Bunlar evlilikte sorun olan kızlar. Çalıştıkları için eşlerine kuş köle olmayan, onlardan ev işinde destek bekleyen, kadın erkek eşittir diyen ortamlarda büyüyen kızlar. Kendileri işten gelince yemek yaparken eşleri yardım etsin, çocuğa baksın diye düşünen kızlar. Hayat müşterekse eğer bundan doğal Ne olabilir?

Bu kızlar o prens olan ana kuzusu ve anasının kul köle olduğu oğullarla evlenince hayatın toz pembe yanının tozu kalkıyor ve kan kımızı gelincik rengi bir evlilik doğuyor. Kadına hükmetme ve kadın kendinden çok kazanıyorsa birde erkek dengesini kaybediyor, krallık tehlikeye giriyor. Kadına baskı başlıyor veya şiddet oluşuyor. 
O kendi ayakları üzerinde duran kadınlar bitiriveriyor evlilik denen sırça köşkü, binbir parçaya bölünüyor hükümdarlık hayalleri.

Hiç bir erkek annesi oğlunda kusur aramıyor hep hatalı gelinler. Ben nerede yanlış yaptım diyen yok, gelinler günah keçisi biten evlilikte. Bu mantıkta olan erkekler zaten kendi ayaklarının üzerinde anne, eş, sevgili desteği olmadan duramıyor, EGO'larını şişiren, durmadan onun en iyisi olduğunu söyleyen kadınlar Yok olunca hayatından, sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Denge kaybediliyor hayatın her yerinde, bu sebeple kinle,  nefretle kadına saldırıp, öldürüyorlar.

Boşanma aşamasında evlilik danışmanları yasa gereği o evliliği kurtarmak için mücadele veriyorlar ya bence bu mantıksız bir şey. Keza zaten bitmiş bir evlilik
 İçin çoluk çocuk, el alem adına sürdürülmesi manasız.

Asıl o evlilik danışmanları evlilik gerçekleşmeden önce danışmanlık yapsınlar. Kim kime göre uygun evlenmeden önce danışılsın o danışmanlara. Evlenirken insanlar herkes her uyumsuz evliliği onaylıyor,  nikahta keramet var masalıyla. Oysa keramet filan Yok evlilikte.  Kadına değer vermeye devam ettiğin sürece evlilik yürür, aksi halde biter.

Kadınlar oğullarına; birlikte olduğun sevgilin veya hayatını birleştirdiğin eşin seninle eşit olan bir bireydir, onun sende beğenmediği yönler olabilir veya bir nedenle ayrılık olursa medenice ayrılmayı bil, demeleri gerekiyor. Erkekler bu devirde bile ayrılmayı, boşanmayı sindiremiyor.

Kimse kimseye hiçbir şekilde sözlü, fiziksel şiddette bulunamaz. Öldürmek için hiçbir gerekçesi olamaz. İnsan öldüren katildir ve katil muamelesi gösterilmeli, namus cinayeti vs, gibi katillik ve katil sevimli gösterilmemeli.
Kadın cinayetlerine son verilmedikçe bir toplum medenileşmez. Ayrıca o öldüren kızların da bir annesi var UNUTMAYIN!

Herkes cezasını sonuna kadar çeksin, kadın cinayetlerinin katillerine iki cihanda af olmasın.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam