reklam
reklam

Sebze sandığımız kışın şifalı meyvesi Balkabağı

Eklenme Tarihi: 15 Ekim 2017, Pazar - 14:00   Okunma Sayısı: 229544

İSTANBUL- İş yerimizde mutfağımız, yapılan yemeklerin haricinde canımızın istediği börek ve diğer tatlıları yapmak için uygun bir yer bir de çalışan arkadaşların hepsi bayan olunca herkesin değişik bir bildiği ve sevdiği tatları arada dener ve afiyetle yeriz. Ben de geçtiğimiz günlerde bal kabaklı börek yapayım dediğimde bir arkadaşımız ‘bal kabağından börek mi olur?’ demişti. Sonradan anlattığında anladım neden böyle söylediğini... Bir arkadaşı bal kabaklı börek yapmış fakat börek hayli sulanmış yada yanlış pişirmiş olacak ki kendisine ıslak ve hamur gibi geldiği için sevmemiş. 
‘’Ben yapayım sen bir de bana not ver’’ dediğimde ‘yok ben bir daha o börekten yemem’ diyerek yanıt verdi, nasıl kötü bir börek yediyse artık.   
İçinde bulunduğumuz sonbaharda bolca yetişen ve soğuk kış aylarının yaklaşmakta olduğunu hatırlatan bal kabağı, erken kararan, kasvetli, soğuk günlerde işten eve geldiğinizde annenizin yaptığı böreğin görüntüsüyle karşılaşır ve üşüdüğünüzü unutur içiniz ısınıverir birden yanında bir bardak sıcak çay ile keyfinize diyecek yoktur. Ülkemizde bolca yetişen bal kabağı bir meyveymiş aslında ama öyle elma, armut, portakal gibi kolayca soyup yiyebileceğiniz gibi bir meyve değil. Çünkü yapılan araştırmalara göre çekirdeği olan her şey meyve olarak sınıflandırılıyormuş. Ben bu bilgiyi öğrendikten sonra sebze sandığım balkabağının meyve hem de çok faydalı bir meyve olduğunu öğrenmiş oldum. Bu şifalı meyvede nişasta, şeker, yağ, çinko, magnezyum, beta karoten, A, B1, B2, B3 ve C vitaminleri, aminoasitler ve alkoloidler bulunuyormuş. Bu yüzden kalp dostu bir meyve ve bağırsak kanserine karşı da koruyucu etkisiyle sağlığımıza destek veriyor. Bu kadarla da kalmıyor, yüksek oranda lif içerdiği için kilo vermeyi hızlandırıyor, uzun süre tok tutuyor, sindirim sistemini hızlandırıyor.
Diğer meyvelerden farklı olarak sert bir kabuğu olduğu için kabuğunu soymak için biraz zorlanırız. Gerçi günümüzde marketlerde, kabuğu soyulmuş hatta dilimlenmiş halde bulabiliriz bal kabağını ama bu sizi meyve dediğimiz için yanıltmasın öyle çiğ halde tüketemeyiz. Türk mutfağında en yaygın kullanım şekli tatlı olarak pişirilmesi ve yöre yöre değişik isimlerle anılsa da böreğinin yapılması ve de herkes için çok faydalı olan çorba olarak tüketilmesidir. Pazarlarda gördüklerimiz orta boyutlarda olsa da Anadolu’da çok daha büyüklerini yetiştiren çiftçilerimiz vardır. Benim çocukluk yıllarımda köyümüzden bütün olarak 7-8 tane gelir ve bu görüntüleri ile kocaman bir padişah sarığını andıran bal kabağı, şekerle pişirilip cevizle süslendiğinde de padişahlara layık tatlıya dönüşür, tüm kış hem tatlı hem de börek olarak tüketilirdi. Bal kabağı dünyada ve ülkemizin değişik yörelerinde başka pek çok tarifte karşımıza çıkar. Besin değeri çok yüksek olan bal kabağını sadece tatlı olarak tüketmek de yazık olur zaten. Hazır ya da elde açılmış yufka ile börekler, kurabiye, çörek, kek gibi hamur işlerinde, çorba ve salatalarda da kullanarak mümkün olduğunca bu değerli meyveden faydalanmak gerekir. Kısaca balkabağının faydalarını öğrendikten sonra gelelim benim iş yerinde yaptığım böreğimize ve arkadaşlarıma tattırma serüvenimize...

Böreğimiz için malzemeler:
    • 1 kg. rendelenmiş bal kabağı
    • 1 su bardağı toz şeker
    • 1 su bardağı iri çekilmiş ceviz
    • 1 çay kaşığı toz tarçın
    • yarım çay bardağı süt
    • 1 çay bardağı sıvı yağ
    • 6 adet yufka
    • yarım çay bardağı pudra şekeri
Böreğimizin Hazırlanışı
Pazardan yada manavdan aldığınız bal kabağını rendeleyin ya da robotta çekin. Derin bir kapta balkabağı rendesini, toz şekeri, iri çekilmiş cevizi ve tarçını karıştırın. Ben her börek yapacağım zaman hazırladığım içi kaç adet yufkam varsa o kadar bölerim ve içleri yufkalara eşit dağıtırım. Sizde karışımı kabaca 6 yufkaya dağıtacak şekilde bölün.
Küçük bir kasede yarım çay bardağı sıvı yağ ve 1 çay bardağı sütü çırpın. Bu karışım yufkaların üzerine sürülecek.
1 tane yufkayı tezgaha serin ve yağlı süt karışımından 1 kaşık kadarını üzerine gezdirin. Kabakların da pişerken su salacaklarını düşünerek, yufkaları fazla ıslatmamaya dikkat edin. Yufkayı ikiye katlayın.
Katlanan yufkanın içine bal kabaklı harcın böldüğünüz bir yufkalık olan kısmının tamamını üzerine serpiştirin. Düz kenarından başlayarak, çok sıkı olmayan bir rulo halinde sarın ve yine gevşekçe kendi etrafında sararak gül böreği şekline getirebilirsiniz yada kol böreği gibi de tepsiye dizebilirsiniz.  
Diğer yufkaları da aynı şekilde sarın, kendi etrafında dolayın ve hafif yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin. Dilerseniz sadece tepsi böreği yaparak dilimleyerek de fırına verebilirsiniz. 
Artan yağlı süt karışımını fırçayla böreklerin üzerine sürün ve 180 derecede önceden ısıtılmış fırında, yaklaşık 40 dakika, börekler kızarana kadar pişirin.
Fırından çıkan börekler ılınınca üstlerine küçük bir tel süzgeç ya da çay süzgeci yardımıyla pudra şekeri serpin.
45 dakika sonra böreğimiz pişmiş hatta nar gibi kızarmıştı. Fırından çıkardığımızda ilk sıcaklığı atması ve demlenmesi için 10 dk. Daha dinlendirip öyle servis etmekte fayda var. Dinlendiğinde balkabağının lezzetini daha baskın olarak alıyorsunuz. 
Böreğimi dilimleyip arkadaşlarıma servis ettim sıcacık çayın yanında afiyetle yedik ama en çok merak ettiğim balkabaklı börekle daha önce kötü bir deneyim yaşayan arkadaşımın yedikten sonraki düşünceleri idi. Böreğimi ikram ettiğimde tereddütle tattı ama sonrasında ‘’benim böreğimin kendi yediği ile hiç alakası olmadığını, onun su içinde yüzen bir yufka olduğunu, benim yaptığımın ise çıtır çıtır bir börek olduğunu söyleyerek’’ teşekkür etti.
Biz bu böreği severek yapar, yer ve ikram ederiz. Ben de arkadaşlarıma severek yaptım ve ikram ettim. Onların da severek yemesi beni ayrıca mutlu etti.  
Sizlerde hazır mevsimindeyken bol bol balkabaklı börek, tatlı ve çorbalar hazırlayıp ailenize ve sevdiklerinize bu şifalı meyveden oluşan lezzetler ikram edebilirsiniz. 
Afiyet olsun. 

Editör: EMİNE KALYON

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam