reklam
reklam

Bir çay, bir mısır, bir tatlı alın esnafın yüzü gülsün

Eklenme Tarihi: 29 Mayıs 2017, Pazartesi - 09:00   Okunma Sayısı: 139813

İSTANBUL

 Seyyar satıcıların ortak dertleri zabıta. İstanbul Maltepe'de bir akşam üstü arkadaşımla birlikte bir çay içelim dedim. Arkadaşım sahilde nerede dedi. Haydi hem de semaver çayı, ne istersen var diyerek sahile götürdüm. Biraz yürüyünce kocaman bir semaver bulduk çayımızı aldık. Tabi ki sahilde çay ve çekirdek vazgeçilmez ikili.
 -Semaverin sahibi ile başladım sohbet etmeye ve tabi ki vazgeçilmez o soru  ‘’nerelisin?’’ Hataylı imiş, 
-Her gün bu işimi yapıyorsun? Yok abla başka işim var, aslında ben marangozum. 
-Tabi ki sormaya devam ediyorum. Bu iş yeteri kadar kazandırıyor mu?
 Hayır, daha havalar ısınmadı. Havalar iyi olunca daha çok müşteri geliyor. Bizim en büyük sıkıntımız belediyenin zabıtaları, senede iki defa tezgahımıza el koyuyor, biz de yenisini yaptırıyoruz. 
-Kirasını öderseniz yer parası diyorum. Belediye kabul etmiyor dedi. 
-Başka iş yapsan çayın yanında dedim. 
Yok olmaz öbür satıcı arkadaşlara ayıp olur ben karşıyım dedi.
Biraz ilerisinde Maraş dondurması satan genç bir delikanlı var.
 -Ona da sen nerelisin dedim. Gülerek Maraşlıyım dedi. 
-Kaç yaşındasın, okuyor musun? Dedim.
18 yaşındayım, hayır okulu bıraktım dedi. 
-Bu işi neden tercih ettin diyorum. Kazancı iyi olduğu için diyor.
-Dondurmayı siz mi yapıyorsunuz? Diye sordum. Evet keçi sütüyle yapıyoruz. Kahramanmaraş’tan geliyor süt dedi. Hiç boya yok, gerçek limon, gerçek çilek kullanıyoruz. Onun için müşterilerimiz çok memnun diyor. Tabi ki bu kadar övünce biz de dondurmadan aldık ve gerçekten keçi sütü tadı, kokusu tam not verdik.  
Dondurmacı da zabıtadan şikayetçi. 
Biraz sonra yanımıza tatlıcı geldi. Halka tatlısı satıyor. 
-Amca senin işler nasıl? Diyorum. Benim işler çok iyi. 
-Ben sizin resminizi çekip gazetede yayınlamak istiyorum dedim.
Önce sen nerelisin? dedim Türkiye'de halkı okumuş, eğitim düzeyi yüksek olan Artvin'denim dedi. Başladı zabıtadan dert yanmaya ve ‘’lütfen kızım yaz sesimizi duyur. Zabıta gelip elimizdeki arabamızı alıp kırıyor. Bir gün demiyor ki evin kiramı? çocuğun aç mı? neden bir araştırma yapmıyorlar? Bu yaşta ben neden çalışayım? İhtiyacım var ki çalışıyorum’’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti. 
‘’Bir de sizden şunu özellikle belirtmenizi istiyorum zabıtalar insana nasıl davranması gerektiğini öğrensinler, bizlere çok hakaret ediyorlar. Bizler hırsızlık mı? yaptık bunları hak etmiyoruz. Buradan Maltepe Belediye Başkanı’na sesleniyorum bizi insan yerine koysunlar’’ ...
Bunları mutlaka yazın diye bir daha bir daha tembih etti. ‘’Bize yer versinler biz de yer parasını ödeyelim anlımızın teriyle çalışalım’’ dedi. 
Bende üzüldüm tabi ki. 
-Biz konuşurken yanımıza mısırcı geldi ve ona da sordum nerelisin? Diye.  Çorumluyum dedi.
-İşler nasıl? dedim. "iyi şükür ben memnunum" 
-Bu mevsimde mısırı nereden buluyorsunuz? Diyorum. Buz haneden deyince bu hiç beklemediğim bir cevaptı çok şaşırdım. 
-Yazın mı işler iyi kışın mı? diyorum. 
Benim işlerim her zaman iyi, yazı kışı yok diyor. 
Biz de sahil esnafından hem bilgi aldık hem de çayından çekirdeğine, dondurmasından, tatlısına mısırına yiyip içip güzel bir akşam üstü geçirdik. Mutlaka sahile gittiğiniz zaman küçük alış verişler ile sizde bir katkı sunun.

Editör: HALİME ŞAHİN

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam