reklam
reklam

Yeşil sahalarda şifa dağıtıyor

Eklenme Tarihi: 17 Mayıs 2023, Çarşamba - 23:37   Okunma Sayısı: 55283
TFF sağlık personeli olarak her hafta sonu yeşil sahalarda gönüllü olarak sağlık hizmeti veren yoğun bakım hemşiresi Dilek Ergüden, İstanbul Amatör Ligi maçlarında şifa dağıtıyor.

Gönüllü sağlık personelleri her cumartesi, pazar, evinden, ailesinde, tatilinden feragat ederek gönüllü olarak yeşil sahalarda TFF İstanbul İl Temsilciliği'nin tertip ettiği amatör maçlarda görev alıyorlar. Sağlık çantalarıyla saha kenarında, orta hakemin kendilerini çağırmasını bekleyen sağlık personelleri, her türlü futbolcu sakatlanmasına anında müdahale ederek, daha ciddi sakatlanmaların, hatta olası can kayıplarının önüne geçiyorlar. İstanbul'da onlarca sağlıkçı, yüzün üzerinde sahada her hafta binlerce futbolcu için ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu sağlık görevlilerinden birisi de 25 yıldır hemşirelik yapan Yoğun bakım hemşiresi Dilek Ergüden. Hemşireliğe Kızılay'da başlayan Dilek Ergüden, halen Medicana Hastanesi yoğun bakım hemşiresi olarak görev yapıyor. Çalışma saatleri ya da nöbetleri haricinde kalan zamanı ise futbol maçlarında sağlık görevlisi olarak değerlendiriyor. Tam 6 yıldır İstanbul Amatör Ligi maçlarında görev alan Dilek Ergüden, maçla tesadüf eseri bir tanıdık vasıtasıyla başlamış. Her Cumartesi, Pazar, hatta müsait olduğunda hafta içi bile maçlarda görev aldığını söyleyen Dilek Ergüden, ''Müsabakalarda futbolcuların sağlık konusunda çok dikkatli olduklarını söyleyemem. Tekmelikler konusunda özellikle büyük takımlarımız bazen karton tekmelik kullanıyor. Kaval kemiği çok önemli. Futbol hayatının sonunu getirebilecek bir kemik. Ama nedense küçükler U11'ler, U12'ler buna çok dikkat ederken, U17'den itibaren buna çok dikkat edilmiyor. Zamana oynayan ya da dinlenmek isteyen futbolcular da, sakatlanmasalar bile sağlıkçı talep edebiliyor. Alt yaş gruplarındaki minik futbolcular ise onları oyundan çıkartacağımı zannederek, çok ciddi bir şey yoksa, hakemden sağlıkçı talep etmiyorlar'' diye konuştu.

En çok dil kaçması yaşanıyor

Futbol sahalarında karşılaştıkları en ciddi vakanın dil kaçması olduğunu söyleyen Dilek Ergüden, ''Bulunduğum statlar itibariyle en çok saha zemininin sert olması nedeniyle dil kaçmaları ile karşılaşıyorum. Her sezon aşağı yukarı 7-8 dil kaçması vakası meydana geliyor. Futbolcuların düşüşlerinde omuriliğin zedelenmesiyle dil kaçması ortaya çıkıyor. O andaki ağrı şoku, panik haliyle oluyor. Kafa çarpışmalarında da meydana gelebiliyor. Ama en büyük neden, zeminin sert olması sebebiyle, genellikle omuz üstü düşmelerde meydana geliyor. 1. ve 2.Amatör  Lig maçları daha sert oynandığı için bu liglerde çok sık karşılaştığımız bir durum. Baş çene geri pozisyonuyla Airway denilen bir aletle en erken şekilde müdahale edilmesi gerekiyor. Çünkü beş saniyede beyine yeterli oksijen gitmez ise kötü sonuçlar meydana gelebilir. Bilinci yerine geldikten sonra 112'den ambulans çağırıyoruz. Beyinde hasar oluşmuş mu diye MR çekimleri yapılıyor futbolcunun. Eğer elinizde sert plastikten yapılmış oral airway yani orofarengeal tüp varsa bununla müdahale etmeniz gerekir. Ağız içinde dil üstünden yerleştirilir. Kavisli yapısı ve distal ucunun dil kökü arkasına yerleştirilmesi ile dili öne doğru kaldırır ve böylece küçük dilin, hava yolunu kapatması engellenir. Eğer airway ya da sert bir cisim yoksa kesinlikle parmakla açmaya kalkışılmamalı. Çünkü dişler kilitlendiği için parmağı kopartacak derecede tehlikeli pozisyona girebilir. Büyük dilin aşağı baskısıyla küçük dili kurtarıyoruz. Burada, dil kaçması deyince, büyük dil ile karıştırılmaması gerekiyor. Küçük dilin arkaya kaçmasıyla solunum yolunu kapanıyor ve beyine oksijen gitmiyor. Bu da hayati tehlike anlamına geliyor. Genelde biz sağlıkçılar, hakem çağırılınca sahaya gireriz. Ancak bir dil kaçması durumunda hakemin çağırmasını beklemeden hemen girip müdahale ediyoruz'' şeklinde konuştu.

En tehlikesi aşil tendonu kopması

Dil kaçması dışında kırık, çıkık, diz kaymaları, aşil tendonu kopması gibi vakaların yaşandığını söyleyen Dilek Ergüden, ''Aşil tendonu kopması ki, bu topuğun hemen üst kısmında yer alıyor. Bu da futbol hayatını sonlandırabiliyor. Köprücük kemiği çıkması bunlar da askı yöntemleri kullanılıyoruz. Bizim ilk yardım çantalarımıza her atel sığmıyor. Parmak atelleri sığıyor. Büyük ateller sığmadığı için benim burada tekmelikleri kullanıyorum. Kolda, bacakta, köprücük kemiği ve omuz çıkmalarında askı kullanıyoruz. Bazen yerine oturttuğumuz omuzlar da oluyor. Artık aşina olduk. Ama genellikle 112'den ambulansla göndermelerini istiyoruz. Kesiler oluyor, bazen de çarpışmalar oluyor'' dedi.

Heimlich Manevrası uyguluyoruz

Bir başkasının ambulans çağırmasıyla, sağlık personelinin ambulans talep etmesi arasında bazı temel farklılıkların bulunduğunu belirten Dilek Ergüden, bu durumu şöyle açıklıyor; Sağlıkçı, sakatlanan ya da yaralanan futbolcunun durumunun ayrıntılı bir şekilde ATT'lere bildirilmesi büyük hayati bir önem taşıyor. Futbolcunun ateşi mi var?, kırık ya da çıkık vakası mı? Darbe aldıysa ne şekilde, neresinden darbe aldı. Tüm bunları müdahaleyi yapacak olan ATT'lerin bilmesi gerekiyor. Yeşil sahadaki sağlık personeli, 112 Acil ambulansı gelene kadar futbolcunun bilincini açık tutmaya çalışıyor. Bazen de futbolcuların nefes borusuna bir şeyler kaçıyor. Bir sakız ya da saha zeminindeki siyah toz parçacıklar futbolcuların solunum yolunu tıkayabiliyor. Böyle durumlarda Heimlich Manevrası uyguluyoruz. Bir el yumruk yapılarak, göbeğin hemen üstüne, başparmak içeri gelecek şekilde yerleştirilir. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır ve aynı anda içe ve yukarı doğru 5 kez bastırılır. Hava yolu tıkanıklığına neden olan cisim dışarı çıkana ve kişi kendi kendine nefes alabilene veya öksürebilene kadar işlem tekrarlanır. Heimlich manevrasıyla dil kaçmasını birbirine karıştırmamak gerekiyor. Heimlich yabancı cisim kaçmasında, Airway ise küçük dil kaçmasında uygulanıyor. Bunun dışında burun kanamalar oluyor. Bunlar basit vakalar olarak algılanıyor. Kırılmalar, çatlak ve çıkmalar yaşanıyor. Ama en önemli vakalar aşil tendonunun kopması, dil kaçması ve yabancı cisim yutma olarak sıralayabiliriz. Eğer futbolcu çok tok çıkmışsa maça, kalp ritimlerinde bozulmalar olabiliyor bazen. Ama benim daha çok görev yaptığı Yeni Sahra Stadında genellikle dil kaçması vakası yaşanıyor. Her sezon yedi-sekiz tane dil kaçması ile karşılaşıyorum''

Saha zeminleri sakatlıkları doğrudan etkiliyor

Saha zeminlerinin yaşan sakatlıklarla doğru orantılı olduğunu söyleyen TFF Sağlık personeli ve Yoğun bakım hemşiresi Dilek Ergüden, ''Yıkılmadan önce Çakmak stadına gidiyordum. Gülsuyu Asım Kara Stadı, Ataşehir Doğuş sahası, Selimiye Stadı ve Yeni Sahra Stadında görev yaptım. Zeminlerini kıyaslayacak olursam, Yeni Sahra'nın zemini çok sert ve ben 4 yıldır burada görev alıyorum, en çok sakatlık burada yaşanıyor. TFF bize sezon başında ve ortalarında bize sağlık malzemesi veriyor. Eksik malzeme olduğunda karşılıyor.  TFF batikonumuzu, oksijenimizi, gazlı bezimizi temin ediyor. Ben zaten sağlıkçı olduğum için sağlık malzemesi sıkıntım yok. Ancak TFF'den daha kapsamlı, daha büyük bir sağlık çantası istiyorum açıkçası. Airbag'dir, bandajlardır, atellerdir. Tüm bunları sığabileceği bir sağlık çantası yaptırılsa ve tüm sağlıkçılara dağıtılsa çok güzel olur'' diye konuştu.

Soğutucu sprey yasaklandı

Maçlarda düşme, burkulma, çarpma, ezilme gibi akut travmatik durumlarda etil klorid gibi klorürlü hidrokarbon içeren soğutucu spreylerin tercih edildiğinin altını çizen Ergüden, ''Soğutucu spreyin bilinçsiz kullanılmaması gerekiyor. Muhakkak uygulanacak yüzey ıslatılmalı. Yumuşak bölgeye kesinlikle sıkılmamalı. Yara ya da kanamalı bölgeye kesinlikle sıkılmamalı. Bölgenin ıslatılıp, on santim geriden sıkılması gerekiyor Aerosol, deride soğuk etkisi ile yanık oluşabiliyor. Yani dokuz dereceye kadar yanık oluşturabiliyor. Ciddi sorunlar yaşatabiliyor. Maçlardan birinde soğutucu sprey kullanımında bir yanma vakası yaşandı. Bu nedenle TFF kullanımını yasakladı. Bu konuda futbolcular olsun, teknik adamlar olsun, yöneticiler olsun çok eksik bilgiye sahip. Kanayan yere bile sıkılmasını istiyorlar. Hatta yumuşak bölgede de kullanılmasını talep ediyorlar'' sözleriyle ifade etti.

İlk yardım eğitimi ve semineri kulüplere verilmeli

Özellikle antrenörlerin ve daha sonra da futbolcuların sağlık konusunda yeterli biliye sahip olmadıklarından yakınan çizen Ergüden, ''Çok eksiği olan antrenörler var. Bence antrenörlerin, hatta futbolcuların da ilk yardım eğitimi alması, hatta her sezon öncesi bir sağlık semineri alması gerekiyor. Çünkü her bölgede, her statta sağlık personeli bulunmuyor. Ayrıca her sahada bir sağlık odasının olması gerekiyor. Genellikle aynı sahada görev yapıyoruz. Sürekli sağlık çantasını getirip geri götürmek zorunda kalıyoruz. Sağlık çantasına koyabileceğimiz malzeme de kısıtlı. Sağlık odası olursa orya bırakabiliriz. Bazı sahaların ambulans girişi yok. Saha giriş kapıları bazen sahaya doğru açılıyor ki, bu maç devam ederken sakatlığa bile sebebiyet verebilir. Saha kapıları bazı yerlerde o kadar dar ki, sedye ile bir futbolcunun çıkartılması mümkün değil.  Ayrıca soyunma odaları her zaman hijyen açısından temiz olması gerekiyor'' şeklinde konuştu.

 

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam