Türkiye’nin hatta Dünya'nın her yerinden insanların geldiği, yerli yabancı herkesin alış veriş mekanı olan Eminönü’nde baharla birlikte ekonomi de canlandı. Havaların ısınmasıyla düğünlerin arttığı bu günlerde insanlar, havludan, tencereye, halıdan, perdeye evlerinin her türlü ihtiyaçlarını uygun ve kaliteli almak için Eminönü’ne akın ediyorlar. Türkiye’de toptancılık deyince Eminönü gelir akla. Kimimiz çocuğumuzun sünnet kıyafetini alırız, kimimiz nişanlık, gelinlik almaya en son modelleri görmeye gideriz. Kimileri ise yaklaşan yaz tatilinin alış verişini, kimimiz memlekete giderken sevdiklerimize hediyelik, tülbentinden, hırkasını, elbisesine, terliğine aldığımız yerdir. Eminönü’nde vapurdan inince bir başka kokusu gelir balıkların ve balık ekmek, turşu mutlaka yenmelidir. Alt geçitten geçerken en son moda oyuncakçılar karşılar seni. Yeni camii önünde mutlaka kuşlara yem atarsın. Peynircilerden tadımlıkları tadarak girersin Kapalı Çarşıya. Burada cezeryesinden bin bir çeşit baharatların kokusu sarar ruhunu. Sanki dünyanın her yerindeki bitkiler buradadır, tıpkı Dünyanın her yerinden insanların arasındasındır :-) Işıl ışıl gözlerini kamaştırır, altınlar, gümüşler, kristaller, mücevherler. Kürkçü Han’a çıkarken zorlanırsın kalabalıktan, hemen sağ taraftan geçmişin, geleceğin güzel anılarının kokusu sarar tüm benliğini, sevdiklerinle paylaştığın 40 yıllık sürmesini istediğin anıların. Olmazsa olmazı Mehmet Efendi’den hemen sıraya girip alırsın güzel günleri temenni ederek.
Tabi ki günün sonunda yorulmuşsundur, aldıklarını taşıyamazsın hemen bakarsın sağına soluna ve ‘’hamal hamal’’ diye bağırırsın. Seslendiğin bir tanesi gelir yanına, başlarsın pazarlığa ve anlaşıp düşersin yola. Bizim hevesle aldıklarımızı, dünyanın yükü altında yıllarca ezilen hamallar taşır ekmek parasına.