reklam
reklam

Kültürünü koruyan semt

Eklenme Tarihi: 22 Mayıs 2022, Pazar - 22:38   Okunma Sayısı: 150122
Bir dönemin kadim mirası Rum ve Ermeni evleri, birbirine omuz veren kilise ve camileri, denizle buluşan sokakları ile tarihi zenginliklerini ve kültürü koruyan Kocamustafapaşa, İstanbul'un en eski yerleşim yerlerinin başında geliyor.

İstanbul'un Fatih ilçesine bağlı bir semt olan Kocamustafapaşa, adını Bizans döneminden kalan Ayios Andreas Manastırı Kilisesi'nin 1489 yılında camiye çevrilmesinden dolayı Sadrazam Koca Mustafa Paşa'dan alıyor. Semt, Bizans İmparatorluğu'ndan kalma birçok tarihi yapı ile Osmanlı'dan kalma bir çok cami ve külliyeye ev sahipliği yapıyor.  İstanbul'un sur içi olarak tanımlanan bölümünde yer alan Kocamustafapaşa'nın kuzeyinde Haseki, Fındıkzade, Çapa, Şehremini, doğusunda Cerrahpaşa, Aksaray, güneyinde Yedikule, batısında ise Silivrikapı ve Belgratkapı bulunyor. Bizans döneminin en önemli dini merkezi olan bölge, Halvetiye tarikatının önemli şeyhlerinden olan Sümbül Sinan Efendi'nin tekkesinin burada olması dolayısıyla bu önemini Osmanlı zamanında da devam ettirdi. Semtin en önemli yapıları arasında, Cerrahpaşa Camii, Koca Mustafa Paşa Camisi ve Sümbül Efendi Tekkesi, Ramazan Efendi Camisi, Hekimoğlu Ali Paşa Camisi ve Külliyesi ile Davut Paşa Camisi ve Külliyesi yer almakta. Semte ismini veren Kocamustafapaşa, Osmanlı imparatorluğunun en önemli devlet adamlarından biridir. Fatih Sultan Mehmet, II. Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde sırasıyla Saray Kapıcıbaşısı, Rumeli Beylerbeyi, Vezir ve Veziri Azamlık görevlerinde bulunmuştur. Koca Mustafa Paşa, padişaha isyan eden şehzade Ahmet ile haberleştiğinin öğrenilmesi üzerine Sultan Selim tarafından Bursa'da idam ettirilmiştir.

İstanbul'un yedi tepesinden biri

Kocamustafapaşa tarihi yarımada içerisinde kurulan İstanbul'un şiirlere, şarkılara, romanlara konu olmuş ünlü yedi tepesinden biri. Günümüzde Fatih ilçesi sınırları içerisinde kalan İstanbul'un kurulduğu yedi tepesi; Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camiinin bulunduğu tepe,  Çemberlitaş ve Nuriosmaniye Camiinin bulunduğu tepe, Beyazıt Camii, Üniversite ve Süleymaniye'nin bulunduğu tepe, Fatih Camiinin bulunduğu tepe, Yavuz Selim Camiinin bulunduğu tepe, Edirnekapı semtinde, Mihrimah Sultan Camiinin bulunduğu tepe ve Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu tepedir. Marmara Caddesi üzerinde bulunan Abdi Çelebi Kütüphanesi ve Mimar Sinan eseri olan Ramazan Efendi Camii ile Sancaktar Hayrettin Paşa Türbesi Kocamustafapaşa'da gezilecek diğer tarihi yapılar.

Han'dan eğitim kurumuna

İstanbul'un her yerinden rahatlıkla ulaşabileceğiniz Kocamustafapaşa semt gezimize, Kocamustafapaşa meydanından başlıyoruz. Karşımıza ilk olarak Kocamustafapaşa Caddesi’ndeki Kocamustafapaşa İlkokulu ile başlıyoruz. Bu görkemli yapının eskiden tüccarların konakladığı bir han olduğunu öğreniyoruz. 1503-1513 yılları arasında inşa edilen ve 1870'li yıllarda artık harap durumda olan Develi Han yıktırılmış ve yerine 1875'de Maarif Nazırı Süleyman Paşa tarafından Askeri Rüştiye inşa edilmiş. Kırk İkinci Yıl Askeri Rüştiyesi adıyla faaliyet gösteren kurumun faaliyetlerine Balkan Savaşı sırasında son verilmiş. Ancak, bina eğitim öğretim hizmetine devam etmiş. Numune Mektebi , Fatih 28. İlkokulu ve Kocamustafapaşa İlkokulu adlarını alan binanın restorasyonuna 1969 yılında başlanmış.  Onarım esnasında yapının; özgün ahşap döşemeleri ile merdiveni betonarmeye çevrilmiş ve bugünkü görümünü almış.

Sümbül efendi camii

Okulun biraz ilerisinde yine cadde üzerinde Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii bulunuyor. Sadrazam Koca Mustafa Paşa, 1489’da camiye çevirmeden önce burası Bizans döneminde ‘Kızlar Kilisesi’ denilen Hagios Andreas Manastırı Kilisesiymiş. Sultan II. Bayezid döneminde camiye çevrilmiş. Osmanlı evliyalarından Sümbül Efendi bu dergâhta 33 yıl mürşit olarak hizmet vermiş. Koca Mustafa Paşa Camiî, halk arasında Sümbül Efendi Camii ya da Sümbül Efendi Türbesi olarak bilinir. Resmi adı Pîr Yusuf Sümbül Sinan Âsitânesi’dir. Sümbül Sinan Efendi, İstanbul’un büyük velîlerinden, Halvetiyye’nin Sünbüliyye kolunun kurucusu mutasavvıf, medrese kökenli müfessir ve vâiz olarak tanınıyor. Caminin son cemaat yerine açılan iki kapısından sağdakinin üstünde hicri 891 (1486) yılını veren Arapça kitâbe, sol taraftaki kapının üstünde de II. Bayezid’in adını kaydeden Türkçe-Arapça bir kitâbe bulunmakta

Ali Fakih Camii ve çeşmesi

Sümbül Efendi camisinden çıkıp Ali Fakih Caddesini takip ederek Ali Fakih Camisine ulaşıyoruz. Fatih Sultan Mehmed'in Çobanbaşı Ali Fakih Efendi tarafından 1475 yılında yaptırılan camii, İstanbul'da özellikle Suriçi bölgesinde o dönemde yapılmış küçük çaplı fakat kıymetli birçok camiden sadece bir tanesi. Benim de bir bayram namazını eda ettiğim bu küçük ama maneviyatı büyük camii, 1910 yılında Mısırlı hayırsever bir kadın tarafından yeniden yaptırılmış. 1986’da mahalle sakinlerince yıktırılan camii eski temelleri üzerine yeniden aslına uygun olarak inşa edilmiş. Bahçesinde Bizans sütun başlıkları ve duvar kalıntıları bulunan Ali Fakih Camisinin tam karşısındaki Ali Fakih sokakta tarihi Ali Fakih Çeşmesi ve devamındaki Havacı Şinasi Sokak ise tarihi Beşirağa çeşmesi yer alıyor.

Rum ve Ermeni Kiliseleri

Gezimize Hacıkadın caddesi ve Merhaba caddelerini takip ederek İmrahor İlyasbey Caddesine çıkıyoruz. Burada Anarat Hığutyun Ermeni İlk ve Ortaokulu ile Aya Konstantino Rum Ortodoks Kilisesi bulunuyor.  Gösterişli bir çan kulesine sahip kilisedeki taş el işçiliği görülmeye değer. İmparator I. Konstantin ve annesi Helena’ya adanan kilisede, imparatorun sağ kol ve parmak kemiklerinin saklandığına inanılıyor. Fetihten sonra, bölgede iskân edilen Karamanlılar dolayısıyla KaramAyiosanlılar Kilisesi adını almış. Ziyarete kapalı olan kilisenin biraz ilerisinde Hagii Konstantinos Kai Eleni Rum Ortodox Kilisesi yer alıyor.2019'da 47.İstanbul Müzik Festivaline ev sahipliği yapan kilise, Bizans İmparatoru Konstantin ve annesi Eleni’ye adanmış. Buradan çıkıp sahile doğru ilerlediğimizde Narlıkapı'da bir Ermeni Kilisesi ile karşılaşıyoruz. Samatya'ya doğru ilerlediğimizde Samatya Kilisesi bizi karşılıyor. Bu kilise “Panaia Perivlebdos” (Surp Asdvadzadzin, Azize Meryem Ana) adlı Bizans manastırı üzerine inşa edilmiş. Osmanlı zamanında altındaki ayazma ve büyük sarnıç sebebiyle “Sulu Manastır” olarak bilinmeye başlanmış. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul’u fethinden sonra köylerden İstanbul’a göç ettirilen Ermenilerin Samatya’ya yerleştirilmesi  nedeniyle bölgede Ermeni Katolik Kilisesi ve Surp Kevork Ermeni Kilisesi gibi bir çok Ermeni kilisesi bulunuyor.

Hacı Hüseyin Ağa Camii

Samatya Kilise'sinin biraz ilerisinde Hacı Hüseyin Ağa Camii bulunuyor. Ahmet Dede tarafından 1603 yılında mescid-tekke olarak yaptırılmış. Mescidin imamı Ali Efendi de minber koydurarak camiye çevirtmiş. Hacı Hüseyin Ağa Camii’nin giriş kapısı karşısına taştan büyük bir meydan çeşmesi bulunuyor. Camii, avluya bir Arap’ın kuyu kazmasından dolayı Arap Kapısı Mescidi olarak da biliniyor. Bir dönem Halveti-Sünbüli tarikatının bir tekkesi olan Hacı Hüseyin Ağa Camii, kare planlı ve moloz taşla inşa edilmiş. Avlu girişinin hemen sağında avlu duvarına bitişik olan minarenin kaidesi taşla yapılmış, üzerine seramik kaplanmış. Avluda, Hacı Hüseyin Ağa Camii’nin önünde, Bizans sütun başlığı üzerine konan yassı bir taş, musalla taşı görevi yapmakta. 

Balıkçı kasabası Samatya

Kocamustafapaşa'nın tarihi yapılarıyla ünlü semti Samatya, eski Rum balıkçı kasabası. Tarihi Rum evleriyle dikkat çeken Samatya'da gezilecek yerlerin başında ünlü meydanı, Balık Müzesi, Surp Kevork Kilisesi, Aya Nikola Kilisesi ve Agios Minas Kilisesi gelmekte. Samatya Balık Müzesi, Samatyalı balıkçılar tarafından, hızla yok olan ve 300’ün üzerinde balık türlerinin birer örneğinin sergilendiği, sahil yolundaki Balıkçı barınağında kurulu bir müze. Çok eski bir tarihe sahip olan Samatya’da yapılan kazılarda ilk yerleşimin 8 bin yıl öncesine uzandığını ortaya çıkarıldı. Samatya İstanbul’un tarihinde her uygarlığın kendi dönemine ait önemli yapıları sergileyen doğal açık bir müzeye benziyor. Ayrıca samatya sahilde Kennedy Caddesinin her iki tarafındaki Kocamustafapaşa Parkı ile Nadir Nadi Parkı ailecek zaman geçirmek, ağaçların gölgesinde Marmara'yı seyretmek isteyenlerin uğrak noktası. Akıncı sokak ve çevresinde lezzetli balıkçı lokantaları, ünlü meyhaneler, her damağa uygun mangalbaşıları, meşhur et lokantaları ve publar yer alıyor. 

 

Kaynak: AA
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam