reklam
reklam

Doğanın tarihle buluşması

Eklenme Tarihi: 7 Mayıs 2022, Cumartesi - 22:32   Okunma Sayısı: 122844
Yaz-kış yapraklarını dökmeyen karaçam ve sarıçam ağaçlarıyla tabiatın yılın her mevsiminde dopdolu olduğu Ankara'nın şirin ilçesi Kızılcahamam, meşhur kaplıcaları, pek çok kuş türüne ev sahipliği yapan Soğuksu Milli Parkı ve enfes bazlamasıyla şehrin gürültüsünden uzaklaşıp rahat bir nefes almak isteyenlerin ilk uğrak noktası.

İstanbul'dan Ankara'ya giderken, başkente varmadan 82 kilometre önce, adeta saklı bir cennet gibi tabiatın arasına gizlenmiş bulduk Kızılcahamamı. Dağlık ve ormanlık bir ilçe olan Kızılcahamam; Çubuk, Kahramankazan, Ayaş, Güdül, Çamlıdere ilçeleri ile Bolu ve Çankırı illeri arasında kalıyor. Tarihteki adı Yabanabad olarak geçen Kızılcahamam, tarih boyunca sırasıyla; Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti’ne ev sahipliği yaptı. Kızılcahamam, yalnızca nefes kesen bir doğaya değil, ihtişamlı bir tarihe de sahip. Kızılcahamam ilçe merkezinde yeteri miktarda düzlük alan bulunmadığından dolayı çok sıkışık bir yerleşim mevcut. Buna rağmen İlçe merkezleri dağ yamaçlarına doğru sürekli genişleme dikkat çekiyor. Roma döneminden beri kullanıldığı bilinen Kızılcahamam kaplıcaları Türkiye çapında bir üne sahip. Kızılcahamam genellikle Soğuksu Millî Parkı, kaplıcaları, otelleri, maden suları, tarihi yerleri ve festivalleri ile tanınır. Tam bir şifa merkezi olan termal suları pek çok hastalığa iyi gelmektedir. Ankara'ya yakınlığı nedeniyle özellikle hafta sonları çok sayıda günübirlikçi turist ağırlayan Kızılcahamam, son yıllarda yapılan kongre, toplantı ve spor organizasyonuna ev sahipliği yapıyor. Bu organizasyonlar ilçe turizmine büyük katkılar sağlıyor. Ankara Veteran Masa Tenisi turnuvasını takip etmek için davet edildiğimiz Kızılcahamam’da hem güzel bir spor etkinliğini izleme, hem de Kızılcahamam’ı yakından tanıma imkanı bulduk.

Tarihi yaşatan müze

Kızılcahamam’ın tarihi dokusunun bulunduğu, kaybolan mesleklerin yer aldığı ve Kızılcahamamlı şehit, gazi ve hayırseverlerin maketlerinin bulunduğu Eğitimci Nuray Yeşil Müzesi, Kızılcahamam’dan Soğuksu Milli Parkı’na gideren yol üzerinde bulunan Şehit Fatih Duru parkı içerisinde yer alıyor. Eğitimci Nuray Yeşil Müzesi, gezerek tarihin derinliklerine dalacağınız, Kızılcahamam’ın tarihini ve tarihi eşyaları göreceğiniz bir müze. Burada aynı zamanda kaybolmaya yüz tutmuş kalaycı, demirci, semerci, nalbant, yorgancı gibi mesleklerin anlatıldığı bölümler yeni kuşaklara bu meslekler hakkında bilgiler veriyor. Kızılcahamam ile özdeşleşmiş birçok tanınmış ismin bal mumu heykellerinin yer aldığı  müze Ankara kalkınma ajansının destekleri ile Kızılcahamam’lı iş adamı Ali Yeşil tarafından yaptırılmış. Müzenin içerisinde Asya seferi sırasında bölgeye uğrayan Makedonya Kralı Büyük İskender’in kaplıcaları ziyaret tasviri ile köy evi konsepti oldukça dikkat çekici bölümler arasında yer alıyor. Müze’de Kızılcahamam'lı şehit ve gaziler bölümü, Anadolu efsaneleri ve Atatürk'ün Kızılcahamam'a gelişinin canlandırıldığı bölümler de yer alıyor. Eski radyolar, telefonlar, el yazması eserler ve Kızılcahamam’a özgü yerel kıyafetlerin ve eşyaların bulunduğu alan adeta ziyaretçileri yıllar öncesine götürüyor. Bu müzenin haricinde; İsmetpaşa Mahallesi'nde bulunan Hocalı Anıt Park Müzesi ile Devlet Hastanesinin arkasında, Berçin çayı kenarındaki Jeopark Müzesi gezilecek diğer müzeler.

 

 

Yapraklarını dökmeyen bir çam gibi

Heykeltıraş Dr. Derviş Özer tarafından 2009 yılında, Kızılcahamam Belediyesi’nin katkılarıyla hayata geçirilen Şehit Ağacı, Büyük Kaplıca karşısında bulunan Şehit Fatih Duru Parkı’nda bulunuyor. Bu anıta da 1980 yılından sonra şehit olanların isimleri, rütbeleri ve ölüm tarihlerinin yazılı olduğu künyeler çakılı. Anıt, 8 bin’den fazla şehidimizi ölümsüzleştiriyor. Kurumuş bir sedir ağacına çakılan künyelerin sadece 3 bin tanesi paslanmamış. O künyeleri yapanın bir Ermeni kökenli usta olduğunu ve künyeleri 5’de 1 fiyatına paslanmaz çelikten yaptığını, daha sonra kendisine ulaşılamadığı için yeni yaptırılanların başka bir yere sipariş verildiğini öğreniyoruz. Aziz şehitlerimizin ruhu gibi, ışıl ışıl parlayan Şehit Ağacı, tıpkı yaprakları hiç dökülmeyen bir çam ağacı gibi, dimdik kendisini ziyarete gelenleri selamlıyor.

Zümrüt gibi bir yeşilliğin içinde

Soğuksu Milli Parkı, orijinal yapısı ile ender güzellikleri saklayan ve her mevsim farklı görüntülerle insana sunan bir doğa harikası. Park alanında, karaçam, sarıçam, göknar, çeşitli çayır otları ve çiçekler ile yabani çilek, yabani gül, ahlat, bodur ardıç, yabani fındık, titrek kavak ve bazı meşe türleri  yer alırken, dağ lalesi önemli yer tutar. Park sahasında; yaban domuzu, ayı, tilki, çakal, sincap, tavşanın yanı sıra çoğu yırtıcı 160 civarında kuş türü bulunuyor. Soğuksu Milli Parkı içindeki belki de en ilginç alan,  Kuzcapınar Mevkiinde bulunan ve yerli bitki örtüsünün tarihi anıtı olan Fosil Ağaçtır. Bu yapılar, 10 milyon yıl önce bölgedeki volkanik akıntıların altında kalan ağaçların zamanla silisleşerek taşa dönüşmesiyle oluşmuş. Jeolojik yapısı andezit, bazalt, tüf ve anglomera türü kayaçlardan oluşan Soğuksu Milli Parkı, yürüyüş, kampçılık, doğa araştırmaları, dağcılık, kamp, kuş gözlemleri ve foto safari için ziyaret ediliyor.

Hikayeleriyle efsaneleşen taşlar

Kızılcahamam'a 5 km uzaklıkta bulunan Taşlıca Köyünde bulunan Ayran Taşı, ziyaretçilerin en merak ettikleri yerlerin başında geliyor. Bir dönem askerlerin ayran içtiği taş yalak köyün üst tarafındaki mezarlık içinde bulunuyor. Köye ziyarete gelenler, türbe ve gelin kayası ile beraber, kırmızı ebenin askerlere ikram ettiği, hiç tükenmeyen ayranı ile efsaneleşen bu taş yalağı görmeden gitmiyorlar. Gelin Kayası ise yine aynı köyde buluyor. Gerçekten de at üstünde duran bir gelini andıran kaya, efsanesi ile de farklılık oluşturuyor. Bu efsaneden etkilenen köylüler, yaklaşık 600 yıldır köyde düğünlerde davul çalmıyor. Buna uymayan civar köylerde ise davul çalanların felç geçirdiği rivayet ediliyor. Köyün hemen girişindeki kaplumbağa benzeri taş oluşumlar ise kaplumbağa kardeşler adıyla anılıyor.

Doğa harikası yeraltı şehri

Kızılcahamam merkeze 18 km mesafede, Çeltikçi yolunun üzerinde bulunan Mahkemeağacin Mahallesi'nin yakın çevresinde çok sayıda kültürel jeosit alan olan mağara, yerleşim yeri ve kilise bulunmakta. Mağaraların olduğu yerdeki toprak hafif nemli ve gevşek bir yapıda olduğu için kolaylıkla mesken ve kilise haline getirilmiş. Trabzon’daki Sümela Manastırı’na benzerliğiyle dikkat çeken, bu nedenle “Mini Sümela” olarak da bilinen Alicin Manastırı, Kızılcahamam-Çeltikçi yöresinde bulunuyor. Dik bir vadinin yamacında, irili ufaklı pek çok mağaranın arasında bulunan manastır, vadi tabanından 70 metre yüksekte. Manastıra kolay bir ulaşım sağlayabilecek herhangi bir merdiven ya da patika bulunmuyor. Ulaşım problemi nedeniyle, daha çok, dağcılık tecrübesi olan macera severler tarafından ilgi görüyor. Çeltikçi Başören Abacı Mahallesinde ise tüf ve aglomeraların oluşturduğu peribacalarını görmek mümkün.

Yöresel yemekler ve bazlama

Bölgenin tertemiz havası, organik ürünleri ve hayvan yetiştiriciliğine uygunluğu, yemeklerinin lezzetine de yansımış.  Kapama, Büryan gibi et yemekleri ve bazlama, gözleme gibi hamur işleri ile ön plana çıkan Kızılcahamam’ın yöresel yemekleri, pek çok restoranda tatmak mümkün. Ayrıca, İlçe merkezine yaklaşık 4 km mesafedeki Acısu deresi, bir çok noktadan çıkan doğal maden suyu ile ünlü. Derede ayrıca geçmişte deri hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve adına yöre halkının 'Acı Su' dedikleri bir başka su daha bulunuyor. Maden suyu kaynağı yanında, suyun içindeki Kalsiyum Karbonatın çökelmesiyle oluşan travertenler ise çevreye görsel bir güzellik katıyor.

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam