reklam
reklam

Benim çocukluktan gelen bir oyunculuk sevgim ve merakım vardı

Eklenme Tarihi: 3 Şubat 2017, Cuma - 10:00   Okunma Sayısı: 221720

İSTANBUL- Yaklaşık 15 yaşından beri tiyatroyla ilgili olan Deniz Yavuz tiyatroyu çok seviyor ve izliyor. Bunun yanında da  Maltepe Üniversitesi -İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama  Merkezi’nizde yüksek lisans eğitimi alıyor ve İnsan Hakları’nın bütün meslekleri kapsayıcı yönünü görüyor. İnsan Hakları’nın tüm meslekler için kapsayıcı bir yönünün olduğunu ifade eden Yavuz: 
Ediz Hun’la yaşadığı ilginç anısından da bahsetti.
Soru : Öncelikle bize kendinizden 
bahsedebilir misiniz?
Cevap : Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü mezunuyum. Yaklaşık 15 yaşından beri tiyatroyla ilgiliyim ve çeşitli tiyatrolarda  görev de  aldım. Çeşitli tiyatro  kurslarına  gidip bununla ilgili eğitimler aldım. Bu kurslardan bazıları Müjdat Gezen gibi özel kurslardı ve çok şey kattı bana.  Amatör olarak oynadıktan sonraları çeşitli oyunlarda rol aldım. Artık ben akademik anlamda da bir tiyatro eğitimini almak istedim ve bunun üzerine Maltepe Üniversitesinde bir oyunculuk eğitimi aldım. İçlerinde çok değerli hocalarım oldu . Akademik anlamda aldığım bu eğitimler de bana çok şeyler katmıştır. Mesela oyunculuk anlamında. Bunun yanında alaylı olarak yaptığım zaman da tiyatrodan aldığım, gördüğüm eğitimler de bana çok değer katmıştır. Ancak; akademik anlamda aldığım bu eğitimlerden sonra dünya görselinin çok da doğru olmadığını gördüm. Tabi bu ;alaylı  olarak ve  de akademik anlamda aldığım bu eğitimlerden ve kazandığım tecrübelerden  sonra  şunları söylemeliyim ki; her zaman da ifade ettiğim gibi bir oyuncuya bireysel anlamda bakılmalı ve ona göre değerlendirilmelidir. Bir öğrencinin aldığı eğitimleri, öğretileri, öğrenimleri, kendine kazandırdığı şeyler tamamen kendisine bağlıdır. Yani bir oyuncunun akademik anlamda aldığı bu eğitimler tek başına yeterli değildir. Tabi bu söylediklerim alaylılar için de geçerlidir. Her meslekte olduğu gibi oyunculukta da kişinin kendisine bağlı gidiyor gidişat. Örneğin bir kişi üniversite okumamıştır. Fakat roman, hikâye okuyup kendisini yetiştirmiş, donanımlı hale gelmiş  ve bilgiye belgeye dayalı  bir takım işlere girmiştir. 
Soru: Mesleğe nasıl ve ne gibi koşullarda 
başladınız?
Cevap: Benim çocukluktan gelen bir oyunculuk sevgim ve merakım  vardı. Hatta ben çocukken televizyonda ne varsa onun taklidini yapardım. Mesela o dönemde televizyonda oynanan bir dizideki karakterin taklidini yapardım.Bunu o kadar çok yapıyordum ki; annnem “Yeter Artık !” diyordu.  İşte bu yüzden de aldığım akademik eğitim öncesinde de  tiyatrolarda  çalışmıştım. Çalıştığım bu koşullarda oldukça ilginçti. Önemli tecrübeler kazanmama yol açtı. Fakat: bir çok arkadaşım  gibi maddi anlamda çok zorluk yaşadım. Çünkü; dersten kalmanız söz konusu oluyor ve ne yazık ki; benim de başıma geldi. Tabi sadece maddi anlamda değil manevi anlamda zorluklar yaşıyoruz bu zorlu dönemde. Çünkü; akademik anlamda aldığınız  bu eğitimlerin  döneminde dışarıya pek fazla  iş yapamıyorsunuz. Fazla izin de vermiyorlar. Zaten bende bu işleri geri plana attım. Aslında gündelik hayatta  hepimiz birer oyuncuyuz. Mesela; evde babayı, iş yerinde çalışanı oynarız. Bazen bilerek bazen de bilmeyerek yaptığımız roller vardır. Ama içimizde bir oyunculuk, oyunbazlık  hep vardır.  Peki; bir oyuncu hangi koşullarda oynar ? Oyunculuğun gerektirdiği koşullarda oynar. Çalıştığım yerlerde bir takım sıkıntıları  yaşadığım gibi kolaylıkları da yaşadım. 
Soru: Sizi Kim veya kimler oyunculuğa teşvik etti?
Cevap: Ailemin teşvik etmesi benim için çok önemli oldu oyunculuk sürecinde . Ailem de hep bana şunu demişlerdir. ”Eğer oyunculuğu yapacaksan bunu yerinde yap ve orada  da eğitimini de al; kendini geliştir. Orda çalış.”  Bunun üzerine de  alaylı olarak kurslara başladım ve oyunculuğa geçiş yapmış oldum. 
Soru:  Bir de tiyatrolarda görev aldığınızı biliyoruz.  Tiyatro demişken aranız nasıl ve bugüne değin hangi oyunlarda görev aldınız?
Cevap:  Sene sonu gösterilerinde rol alarak başladım. Daha sonra Kadıköy Mizah ve Kadıköy Belediye Tiyatrolarında devam ettim tiyatroya. Şöyle ifade etmeliyim ki; tiyatro benim için vazgeçilmez bir şey ve oyunculuğa her alanda ister tiyatro olsun,ister sinema olsun ya da reklam/tanıtım filmi  olsun  hepsine  sıcak bakıyorum. Oyunculuğu her alanda yapabilmenin  bir hazzı var  ve o hazzı da bu şekilde yaşıyorum. Ancak benim için tiyatro daha bir başkadır. En çok da tiyatrodan  oyunculuk anlamında bu hazzı yaşıyorum. Tabi ki çok oyunda görev aldım. Amatör ve profesyonel tiyatrolarda. Bunlardan bazıları; Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Kadınlık Bizde Kalsın, Artiz Mektebi, Ayrılık benim aklıma ilk gelenler ve  dahası da var.
Soru:  Oyunculuk demişken önümüzdeki dönemde hangi projelerde yer alacaksınız?
Cevap :  Örneğin; Hukuk eğitimini alan birsi hemen Hukuk Bürosunda çalışabilir ve stajını yapabilir. Savcı, hakim ya da avukat olabilir. Fakat oyuncukta eğitim alsanız dahi  hemen iş bulamazsınız ve şartlar biraz daha zordur. Buna rağmen çaba sarf emeliyiz. Nitekim de iş teklifleri alıyorum .Yeni  yer alacağım çalışmalarla ilgili olarak görüşmelerim devam ediyor. Ancak bizim camiada her an her şey olabiyor. Bir de asıl sevdam olan tiyatroya dönmek istiyorum. Bunların  içinde  de; bir iki tane bu işi yapan üniversitelerde  akademik eğitim alan ve sonrasında topluluk kuran değerli arkadaşlarımız var. Onlarla görüşüyorum.
Soru: Oyunculukta sizi etkileyen; örnek aldığınız isimler oldu  mu?
Cevap: Söyle ifade etmeliyim ki beni oyunculuk anlamında etkileyen isimler tabi ki oldu. Ancak en çok etkilendiğim isim Marlon Brando’dur. Kendisi bir çok oyuncuya ilham kaynağı oldu. Ancak benim de oyunculuk anlamında en çok etkileyen  kişi Marlon Brando  olmuştur ve akademik anlamda da Brando’nun ne kadar değerli oluğunu bir kez daha anladım .
Soru: Sizin Maltepe Üniversitesi -İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama  Merkezi’nizde yüksek lisans eğitimi aldığınızı öğrendik. Aldığınız eğitimden biraz bahsedeler misiniz? 
Cevap: Ben 2013’te mezun olduktan sonra yüksek lisanımı bir başka alanda yapmaya karar vermiştim zaten. Çünkü bu eğitimi alan başka arkadaşlarım da var. Ayrıca da oyunculuk sonu gelmeyen bir şey ve sürekli bir şeyler katıyorsun .Boşuna “Öğrenmenin Yaşı Olmaz” demiyorlar. Hatta; yılların usta oyuncuları da  “Halen bir şeyler öğreniyorum”  diyorlar. Halen oyunculukta başkalaşıyorum. Kendimi geliştiriyorum. Mezun olduktan sonra da daha çok gözlem yaptım. “Neler Yapabilirim ?” sorusunu kendi kendime sorarken oyuncuların iş anlamda yaşadıkları çok sıkıntılar oluyor ve bu sıkıntıları yaşadım. Çünkü; aldıkları emeklerin karşılığını  alamıyorlar. En kötüsü de iş bulamıyorlar. Ama ben bu iş bulamama meselesine bu kadar olumsuz da bakmıyorum. Bu meslekte çabaladığın, mücadele ettiğin  zaman iş bulabilme şansınız yüksektir. Yeri gelir; kişi geçimini sağlayabilmek için ya da var olmak için çalışmak zorundadır. Ben de yaptığım bu araştırmalar ve gözlemler sonucunda Maltepe Üniversitesi -İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nizde; İnsan Hakları üzerine  yüksek lisans eğitimi almaya karar verdim. Ve okuduğum bölümde mesleğimle gerçekten alakalı, hatta İnsan Hakları’nın bütün meslekleri kapsayıcı yönünü görüyorum. Ancak; söyle bir durum da var. Sadece toplumuzda  değil; dünya çapında da insanlar gerçekten bir ihlale uğruyorlar. Ne yazık ki de bu ihlallerin kurbanı oluyorlar. Bu ihlaller  her anlamda olabiliyor. Mesela; çalışan bir işçinin başına geliyor. Emeğinin karşılığını alamıyor. Ya da bir kişi bir başka kişiye kötü muamele yapabiliyor. İnsanların birbirlerini anlamaması ve toplumdaki bu birbirlerine  yükledikleri  değerleri de görüyorsunuz. Mesela bir dakikada çok değerli ya da çok değersiz olabiliyorsunuz. İşte bu algılamaların, olumsuz davranışların  hayattaki tüm problemlerin çözümü için İnsan Hakları çok önemlidir. Aldığım bu önemli eğitimini de hem oyunculuk hem de insan hakları açısından çok değerli buluyorum. Şu an tez aşamasındayım . Doktorayı da kendi alanım üzerine yapabilirim. Fakat henüz bu konuda bir karar vermiş değilim. 
Soru : Elbette ilginç ve ilgi çekici bir takım anıların olmuştur? Bize ilginç ve ilgi çekici anılarından 
bahsedebilir misin?
Cevap: İnsan hayatı boyunca çok ilginç anılar yaşamıştır. Ben de yaşadım tabi.Bunlardan en unutulmadığım anım; çok küçük yaşlarda ilk okula falan gidiyordum .Bir gün babamla(Hüseyin Yavuz) beraber adaya gitmiştik. Sanırım da Büyükada’ya gitmiştik yanlış hatırlamıyorsam. Vapurda Ediz Hun’u gördü. Ve sohbet etmeye başladılar. Ve babam bana “Bu Amcayı Tanıyor Musun?” diye sorunca da; ben de söyle bir baktım ki; bizler Ediz Hun’u Yeşilçam Filmlerinden biliyoruz ve çocuğuz da hani. O dönemlerini gördüğümüz için Hun’un. Fakat; o zamanlar çocuktuk ve tanıyamadık Ediz Hun’u. Sonra da; tanışmış olduk ve Ediz Hun beni çok sevdi tabi. Büyünce ne olmak istiyorsun sorusuna da “Oyuncu Olmak İstiyorum “ diye yanıtlamıştım.  Yıllar sonra da Ediz Hun ‘da okulumuza geldi ve Maltepe Üniversitesi’inde eğitim verdi. Bir workshop gibiydi verdikleri eğitimler ve ondan bir şeyler öğrenmiş oldum. Kendisi  de sinemaya değer katan birisi olduğu için; bu anlamda da yaşadıklarım unutulmaz olmuştur. 
Soru : Son olarak okuyucularımıza ileteceğiniz  
mesajlar var mı?
Cevap: Bir oyuncu olarak oyunculuk anlamında şunları söylemeliyim. İnsanların okuma alışkanlıklarını günden güne kaybettiklerini görüyoruz. Nüfusumuzun artmasına karşın genç nüfusun sanata olan ilgileri yeterli düzeyde değil. Oyuncu arkadaşlarımız da; gençleri sanata ve okumaya teşvik etmelidir. Yine daha değersiz, kolaya kaçan şeyleri tercih etmesinler. Sanatın her alanına değer versinler. Örneğin; bir kitap basıldığında alıp okumalı ve arkadaşlarıyla fikirlerini paylaşmalılar. Sinema, tiyatro, konser gibi etkinlikleri takip etsinler. Çünkü; sanat bir bütündür ve de birbirlerini her yönden beslerler. Sanatçı da sanatla beslenir. Mesela sinema filmlerine gidiyorlarsa; sanatsal yönü ağır basan işleri tercih etsinler.  Yine kendilerini de çok zorlu süreçler bekliyor; hem maddi  hem de manevi anlamda . Bu zorlu süreçleri aşacaklarına emin olsunlar ve kendilerinize güvensinler. Şu da unutulmamalı ki; insanların sanatla beslenmesi insanı tedavi etmektedir. Böylelikle de kendilerini geliştirir ve neyin doğru ya da neyin yanlış olduklarını kavrarlar. Sanatsal anlamda bir şeyler tercih edilmelidir ve muhakkak kendilerini sanatla donatmalılar. Resim,heykel ya da sinemayla uğraşmayabilirler fakat; sanatı takip ederek kendilerini daha hızlı geliştirebilirler.  Bu arada röportaj için Son-An gazetesine çok teşekkür ediyorum. Yayıncılık hayatında bol şans ve başarı diliyorum. 

 

Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam