Kumkuat, turunçgiller ailesinden olup küçük mücevher olarak adlandırılır. Halk arasında kamkat, kumkat, süs mandalinası, hatta altın portakal gibi isimlerle anılan kumkuat, dünyada kabuğu ile beraber yenilen tek narenciye çeşididir. Anavatanının Çin olduğuna inanılır. Batı dünyası ile tanışması 19.yüzyıl ortalarında olmuştur. Dünya da, Çin, Japonya, Amerika, Kolombiya, Brezilya ve Güney Hindistan da yetişir. Türkiye de ise, Rize'ye 50-60 yıl önce Batum'dan gelmiş olan kamkat uzun zaman nasıl değerlendirileceği bilinemeden kalmıştır. Özellikle son yıllarda giderek daha çok ilgi görmeye başlamıştır.
Ticari amaçlarla yetiştirilen kumkuat bitkisini, bodur bir ağaç olduğundan saksı içinde evlerimizde de yetiştirmek mümkün. Semt pazarlarında kurulan çiçekçiler, çiçek dükkanları veya fidecilerden kolayca temin edilebilirsiniz. Temmuz-Ağustos gibi çiçek açan ve sonbaharda meyve veren kumkuat, Ocak-Mart arasında tam olgunluğa erişiyor; bu nedenle, yılın bu zamanlarında üzerinde şıkır şıkır meyveleri olan bir fide bulmanız çok olası.
Bodur ağacımız Kumkuatın üzerindeki minik meyvelerini taze taze kabuklarıyla yemek mümkün. Çünkü bu lezzetin kabukları soyulmuyor. İlk başta buruk bir tadı var gibi gelse de, sonradan gelen tatlılığıyla gönülleri çalıyor. Ayrıca bir çok meyveden reçel yaptığımız gibi Kumkuatla da nefis reçeller ve marmelatlar hazırlayıp, tüm yıl boyunca afiyetle yemek mümkün. Ortadan ikiye bölünerek salatalara katılabilir, sosların içinde kullanılabilirsiniz. Kek ve kurabiyelere de nefis bir tat ve aroma katıyor. Son olarak, meze şeklinde de yenebiliyor.
Gelelim şimdi bu şirin meyvenin saymakla bitmeyen faydalarına
• Tüm turunçgiller gibi o da bir C vitamini deposu. Bu sayede bağışıklık sistemini güçlendiriyor; antioksidan etki gösteriyor.
• Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına destek olarak mide bulantısı, iştahsızlık ve hazımsızlık gibi sindirim sistemi sorunlarıyla baş ediyor. İdrar söktürücü özelliği bulunuyor.
• İçinde yüksek oranlarda A, B1, B2 ve B3 vitaminleri de bulunduran kumkuat, sinir sistemini güçlendirmeye destek oluyor. Bu sayede, stres kaynaklı baş ağrısı ve uykusuzluk gibi sorunları ortadan kaldırıyor.
• Yüksek kolesterolü düşürerek kolesterol dengesi sağlıyor.
• Yüksek tansiyon sorunu yaşayanlara çare oluyor.
• İçinde kalsiyum bulunduğundan, diş ve kemik sağlına olumlu etki ediyor.
• Antiseptik özelliği bulunduğundan, küçük çaplı besin zehirlenmeleri veya böcek ısırmalarında iyileşme sürecine katkıda bulunuyor.
• Sevimli görüntüsüyle evlere renk getiriyor, bulunduğu mekanın enerjisini yükseltiyor.
Kumkuatın faydaları saymakla bitmiyor ancak, herhangi bir hastalığınız veya özel bir sağlık durumunuz varsa, kendisinden yararlanmak için aceleci davranmamak ve öncesinde mutlaka doktora başvurmak gerekiyor.
Evimizde nasıl yetiştireceğiz derseniz? İşte size cevabı:
Benim gibi sıcağı seven Kumkuat bitkisi, -4 derecenin altında uzun ömürlü olmuyormuş. Özellikle kış aylarında ideal yetiştirilme sıcaklığı yaklaşık 12 derece civarı olan bitkimiz güneşi sevdiğinden sürekli güneş alan yerde tutmalıdır. Bunun için, kalınca bir toprak saksıda yetiştirmek gerekir ki, kökleri sıcaktan yanmasın. Yaz aylarında daha sık, kış aylarında daha seyrek olarak sulamak gerekir. Sularken saksının altındaki tablaya da bir miktar su koymak önemlidir. Bitki meyve verdikten sonra, meyveyi hemen koparmayı düşünmüyorsanız sulama miktarını ve sıklığını azaltmalısınız. Evinizde ve hayatınızda Kumkuat bitkisine bir yer açın ve kendi yetiştirdiğiniz bitkinin, bodur bir ağaç görüntüsüyle evinize şıklık katarken aynı zamanda vitamin deposu meyvelerini de kışın hastalıktan korunmak için tüm aile bireylerinizle birlikte tüketmenin keyfine varın.
Editör: EMİNE KALYON