reklam
reklam

Çayağzı (Riva veya İrva) (Hafta sonu gezisinden)

Eklenme Tarihi: 3 Temmuz 2019, Çarşamba - 11:28   Okunma Sayısı: 223723
Bu haftanın sonunda Riva’ya bir gezi düzenledik. Hem Beykoz hem de Kavacık üzerinden gidiş güzergâhlarını inceleyip istikametimizi belirleyecektim. Bu kez doğaçlama yaptık. Yola çıkalım rastgele gidelim dedik. Dönüşümüzü de diğer güzergâhtan yapacağımızı kararlaştırıp yola çıktık.

 

İSTANBUL

Beykoz’un arkasındaki kuzey ormanları sık ağaçlı, yeşil denizi içinden gidiyorduk. Dışarıda tavan yapmış oksijeni aracın içine almak üzere camları açtık, klimayı kapattık. Doğayla baş başa hafif müzik eşliğinde ve yavaş süratle gidiyorduk.

  Riva, Karadeniz kıyısında, Riva Deresi’nin ağzındadır. Boğaz girişini kontrol eder. Köyün kuruluşunda Cenevizlilerin payı olduğu söylenmektedir. Riva (Çayağzı) Köyü, Riva Çayı’nın denize döküldüğü yerde olması dolayısıyla bu isimle adlandırılmış; ancak daha sonra adı Çayağzı olarak değiştirilmiştir.

 

Riva Kalesi (Gözetleme Kulesi)

    Riva Kalesi, Amasra-İstanbul arasında seyrüsefer yapan gemilerin gözetlenmesi ve düşman sefinelerinin (gemi) Riva Çayı vasıtasıyla Kocaeli Yarımadası içine girişini engellemek amacıyla yapılmıştır. Kale, Riva (bir başka adıyla İrva) Deresi’nin denize döküldüğü yerde bulunur. Batıya açılan kapısından içeriye girildiğinde küçük avludan geçilir ve daha yüksekçe olan iç kaleye çıkılır. Kalenin yapımında taş kullanılmakla birlikte tuğla örgülere de rastlanır.

    Mareşal Boucicaut idaresindeki Fransız ve İspanyol karma kuvveti de buralara kadar gelerek Bizans nam ve hesabına Türklerle bu çevrede çarpışmış. Hatta Riva Kalesi’ndeki Türklere karşı yaptıkları kanlı saldırıyı katliama dönüştürmüşlerdir.

    1204’te başlayan Latin istilâsı üzerine Bizanslılar İznik’te sürgün devleti kurmuşlardır. Cenevizliler, Katolik dindaşlarına bağlılıklarını bildirerek Yoros’a iyice yerleşmiş, istilânın sona ereceği 1261 yılına kadar bölgede ticari faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Kaledeki kulelerin inşaatında, önceki dönemlere ait yapıların taş ve diğer malzemeleri kullanılmış veya bazı bölümleri onarılmış olma ihtimali de vardır.

    Hal böyle olmakla birlikte çıkarlarını korumakta pek iddialı olan Cenevizliler, yeni haklar elde etmekten geri kalmamışlar, ticari faaliyetlerine devam etmek konusunda Bizanslılardan müsaade ve ruhsat almışlardır. Bu açıklamalara göre Bizans yönetiminin, Karadeniz kıyılarını savunmak maksadıyla Kefken, Şile, Riva, Ağva gözetleme kulelerini inşa ettirdiğini söyleyebiliriz.

    Bizans İmparatorluğu’nun idari sistemindeki kopuklukları takip eden Bayezid,  1390’da Kavala’nın alınmasından sonra İzmit’i fetheder. 1391 yılında Şile, Riva ve Ağva üzerine sevk edilen bir kısım kuvvet, buralardaki kaleleri aldıktan sonra sahili takip ederek Yoros Kalesi bölgesinde Yıldırım Bayezid’in komuta ettiği büyük kuvvetle birleşir.

 

Riva Kalesi’nin mimarisi

    Bugünkü kale 14’üncü yüzyılda Yıldırım Bayezid devrinde Türklerin eline geçen kale ile aynı kale değildir. Kale, 1920 yılında İstanbul’un işgalinin ardından İngilizler tarafından tahrip edilmiştir. Kapıların yuvarlak taş kemerleri, mahzenler ve geniş mazgallar buranın on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl İstanbul kaleleri ile benzerlik gösterdiği intibaını uyandırmaktadır.

    Köyün biraz ilerisinde Riva Deresi üzerinde zamanında Bizanslılar tarafından yapılan ve köyleri birbirine bağlayan bir köprü vardır. Osmanlı döneminde Kilyos, Garipçe, Büyük Liman, Poyraz Limanı, Anadolufeneri ve Riva Kalelerinin inşaatına yirmi bin kuruş tahsis edilmiştir. Akan suyun taşıdığı alüvyon sebebiyle zaman zaman nehir yatağı dolduğundan mal taşıyan teknelerin su kesimi etkileniyormuş.

    Bu nedenle köy halkından teknesi olanlar, Beykoz kazasına tabi Riva Deresi’nin bir tarak dubası vasıtasıyla tathirini (temizlenmesi) istirham (rica) eden dilekçeler yazmış. Bu yazılara, bazı eimme (imamlar) ve muhtarların yazdığı mahzarın öncekilere (çok imzalı yazı, dilekçeler) leffiyle (iliştirilerek) Bahriye’ye gönderilmiş.

       

Sabah kahvesini içtiğimiz yer

Cumartesi günü hava çok kuvvetli rüzgârlıydı ve seri esiyordu. Biz Ayazma Burnu’nun hemen gerisinde yükseltisi az bir tepede kapalı mekânda oturduk. Karadeniz coşmuş, yüksekliği bir metreyi aşan dalgalar kıyıyı adeta dövüyordu. Karşımızda Eşek Adası… Dalgalar yıllarca adayı dövmekten bazı parçalarını koparmış, kayalıklar oluşturmuş. Doğu yanımızda küçük koy şeklinde bir kumsal vardı ama kimse denize girmeye cesaret edemiyordu.

Bir yandan kahvemizi içiyor, bir yandan da İngiliz işgali altındaki İstanbul’dan İnebolu’ya kaçırılan silah ve mühimmatın böyle bir atmosferde küçücük ahşap teknelerle nasıl nakledildiğini anlatıyordum. İnebolu müzesini, İnebolu kayıkçılarını hatırladım bir an.

 

Riva içinde gezi

Riva Cam Sanat Merkezi; Beykoz Kaymakamlığı, Beykoz Belediyesi, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) ve Beykoz Mesleki Eğitim Merkezi’nin işbirliğiyle hayata geçirilmiş bir projedir. Beykoz’da camcılığı yeniden canlandırmak üzere Anadolukavağı ve Polonezköy’ün ardından hazırlıkları tamamlanan Riva Cam Sanat Merkezi’nde eğitim, satış ve tanıtım çalışmaları yapılmaktadır.

İlçenin köklü camcılık mirasını gelecek kuşaklara aktaracak olan cam ustalarının yetiştirilmesi amaç olarak kabul edilmiştir. İlk kurs, 16 Kasım 2016-21 Ocak 2017 tarihleri arasında açılmış ve ilk mezunlarını vermiştir. 280 saatlik eğitim sonunda 17 cam kursiyeri sertifika almaya hak kazanmıştır.

Bizden önce de gelen ve alış veriş yapanları gördük. Ürünlerin çoğunun el emeğine ve göz nuruna dayandığını söylemeliyim. Biz de aldık birkaç parça…

Böylelikle öğle saati geçmişti. Yemek yiyecek yer ararken Riva çıkışında güzel bir yer bulduk.

 

Balyaros / Riva Kafe

Pancarlı, kaşarlı, peynirli, patatesli çeşitleriyle gözleme sunuluyor. Etli yemekleri, kışın nefis balıklarıyla isim yapmış. Daha girişten itibaren güler yüz ve ilgiyle karşılandık. Gözleme ve ayran siparişlerini verdik. Yemekler gelene kadar sohbete kaldığımız yerden devam ettik. Yemekler nefisti. İstanbul dışına çıkmanın reçetesi olarak tavsiye edilebilir.

Dönüşümüzü de Dereseki üzerinden yaptık ve Beykoz’a geldik. Bir hafta sonunu oksijen depolayarak tamamladık. Bizim her gezimiz bir kültür gezisidir. Anlatımlara başladığım zaman insanların çevremizde toplanıp dinlemeleri ayrı bir mutluluk veriyor. Gelecek sefere bir başka yerleşim alanına gitmek dileğiyle gezimizi tamamladık.

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: CENGİZ BAYSU-YUSUF KEMAL YILDIZ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam