reklam
reklam

DEĞERLİ TAŞLARIN YARIM ASIRLIK SANATKARI

Eklenme Tarihi: 17 Mart 2019, Pazar - 22:28   Okunma Sayısı: 261031
Günümüzde gelişen teknoloji karşısında el emeği, göz nuru dediğimiz sanat dalları birer birer yok olup unutulmazlar arasına girerken, sanatsal değeri olan bu yapıtlar yerini gelişen teknolojiye bırakmaktadırlar.

Her şeye rağmen ayakta kalmaya ve mücadele etmeye çalışan tek tük sanat dalları da yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Bunlardan biri de “mıhlayıcılık” sanatıdır. 1968 yılından beri, sektörün içinde olan Artin Kalaycı , mıhlama duayenlerinden .8 yaşında Kapalıçarşı da mıhlayıcılığa başlayan Artin Usta, altmış yılını bu mesleğe adamış. Yarım asırdır sürekli kendini geliştiren Artin Kalaycı, artık Türkiye'deki en iyi mıhlayıcılar arasında. Asla kendini geliştirmeyi bırakmayan ve günümüz teknolojilerini yakından takip eden mıhlayıcı Artin Kalaycı, dünyada çok az kişi tarafından yapılabilen teknikleri biliyor. Küçük yaştan beri gününün büyük çoğunluğunu Kapalıçarşı'da geçiren tarihi mıhlayıcı İstanbul burada saygın bir yere sahip.

“YAPTIĞIM PARÇALARIN ÇOĞU ANTİKA VE ELMASTIR”

Altmış yıldır Kapalıçarşı’da olduğunu ve çocukluğunun hanlar içinde geçtiğini vurgulayan Artin Kalaycı, gençliğindeki sanat ve sanat anlayışının çok farklı olduğunu vurguladı. Günümüzde her sanatın teknolojiye maruz kaldığını söyleyen Kalaycı ”sanatta eski aranıyor. Fabrikada yapılan ürünlerin çoğu bana geri gelebiliyor. Çünkü işçilik zayıf olduğu için taşları dökülebiliyor” dedi. Piyasada kalite kontrol sisteminin zayıf olduğunun altını çizen mıhlayıcı ustası şunları söyledi: Düzgün çırak artık yetişmiyor. Benim oğlum Amerika’da yaşıyor. Orada büyük bir firma da çalışıyor. Bizim ülkemize gelse belki ilk ona girebilecek bir potansiyele sahip. Buradaki işi incelediğiniz zaman kalite yok. Çünkü bu meslekte işçilik artık yetişmiyor. Nedeni ise elemen yetişmemesi. Sanat çekirdekten yetişir. Tezgahtan yapa yapa yetişir. Küçük yaşta bir eleman aldığımız zaman yavaş yavaş normal taşlarla onlara öğretiriz . Öğrenmeye başlayınca 6 ay’dan sonra iş vermeye başlarız. Ama gençler çok fazla durmuyor. Hemen gidip başka bir iş buluyor. Ya da firmalara gidip çalışıyorlar. Bu işin inceliğini ancak dürbünle inceleyerek anlayabilirsin. İncelik ve dikkat ister. Mağazalarda bir çok ürün var. Beni bir mağazaya götürseniz içinden ürün seçin deseniz kalite olarak 100 tane yüzük olsa içinden seçeceğim belki 4 tane olur. Niye sanat eskisi gibi değil. Mücevherin bir değeri vardır. Bir müşteri bunları aldığı zaman ancak bunu anlar. Müşteri çok para harcadığı zaman kaliteli ve uzun bir şekilde kullanmak ister. Çırağım yok. Yetiştirdiğim çoğu çırak yurt dışına Amerika’ya gitti.Yaptığım parçaların çoğu antika ve elmastır. Her parçanın ayrı ayrı bir bakımı ve sanatı vardır.

“GENELDE HASSAS MİKROSKOPLA ÇALIŞIYORUM”

Artin Kalaycı, el emeği göz nuru sanatını hassas mikroskoplarla yaptığını; mıhlayıcılık işinin çok incelik isteyen bir meslek olduğunu söyledi. Bazen toplu iğnenin ucu kadar taşlarla işçilik yaptığını belirten Mıhlama ustası, mikroskop yardımıyla ufak taşları görebildiğini vurguladı. Piyasadaki işçiliğin kötü bir işçilik olduğunu ifade eden Kalaycı sözlerine şöyle devam etti: Sanatkar olarak baktığımda. İlk olarak bakıldığı zaman eserlere dört dörtlük olduğunu zannedersiniz. Ancak işin hassasiyetini ve sanatını bilen bunun böyle olmadığını da bilir. Benim işimi yapan sanatkarların çoğu dağıldı. Kuyumculara giden oldu kimileri ise büyük firmalarda çalışır oldu. Kalmadı bu meslek artık. Bu iş yeri benim mülküm ve ben direnmeye çalışıyorum. Şimdi her şey her taş pahalı. Benim yaptığım iş bir sanatkârlık. Alım gücü azaldı. Dükkânımızın da masrafları çok oluyor. Sabah ilk geldiğimde çarşıdaki arkadaşlarla biraz sohbet eder çay, kahve içeriz. Ama çarşıda eski düzende kalmadı. Çünkü Türkiye’nin ekonomisi çok daha iyiydi3 çocuğum var 1 kız 2 erkek .Erkek çocuğum Amerika işimi yapıyor. Elinden bir şeyler gelen çocuktu. Amerika’daki bir firma aldı götürdü onu. Yaptığımız meslek yurt dışında daha çok değer görüyor. Bazen yaptığım işin parçaların parasal olarak hiç karşılığını göremiyorum. Yaşım 67 . Yıllar önce çok çalıştım emek harcadım. Kapalıçarşı da kendi mülkü olan yine bir şekilde geçiniyor. Ancak dükkanı kira olan biraz imkansız. Hatta benim burada en çok şaşırdığım esnaf lokumcular ve baharatçılardır, nasıl geçiniyorlar anlam veremiyorum.

“1968 YILINDAN BERİ KAPALIÇARŞIDAYIM

1968 yılından beri Kapalıçarşı da olduğunun altını çizen mıhlama ustası Artin Kalaycı , babasının geçmiş zamanda çarşıda berberlik yaptığını söyledi. Kendi yıllarında gençlerin iş konusunda daha hassas olduğunu ifade eden Kalaycı, okulun olduğu dönemlerde bile öğleden soru soluğu çarşıda aldığını belirtti. Geçmiş yıllardaki iş disiplininin kalmadığını vurgulayan Artin Kalaycı ”Kendi mülkümüz olduğu için küçüklüğümden beri buradayım. O zamanki disiplin hiç bir yerde yoktu. Şimdiki eğitim sistemi bile yanlış. Şimdiki meslek okullarında bile sadece teoride kalıyor. Bu meslekler ancak atölyeci sistemiyle öğrenir. Bizler kendi dönemlerimizde merakta ederdik. Ben Topkapı sarayına gider takıları inceler, ustalar bunu nasıl yapmıştı derdim. Şimdiki gençlerde o yok. ”diye duygularını ifade etti. Kapalıçarşı’ya gerekli önemin verilmediğini söyleyen mıhlama ustası “Kapalıçarşı gibi bir yer ziyan ediliyor. Belki böyle bir yer dünya da ikinci sıradadır. 80 ihtilalinde burası öyle bir yapıldı ki dümdüz  yapıldı. Çarşıya bir düzenleme getirdiler. Her şey dört dörtlüktü. Ancak şimdilerde tarihi bir yapı ziyan ediliyor. Çarşı bir milli servet. Kapalı çarşıda turisti çekmek için bazı komisyonlar kurulabilir. Bazı rehberler ile  birlikte. Tanıtmaya çalışılmalı.” dedi.

MIHLAMA SANATI

Mıhlama; yerleştirmek, çakmak anlamına gelmektedir. Taşları, altın ve gümüş gibi metallere yerleştirme işine de mıhlama sanatı deniyor. Yani mıhlama; değerli veya değersiz taşların metalin yüzeyine çeşitli yöntemlerle oturtularak süsleme tekniğidir. Takıya kıymetli metalden daha pahalı olan taşlarla pırlanta, elmas, yakut, zümrüt, safir mıhlanır. Böyle takılar mücevher olarak adlandırılmaktadır. Mıhlayıcı, sanatını icra ederken aynı anda iki farklı amaç gözetmektedir. Bunlar; taşı yuvadan ayrılamayacak şekilde sıkıca sabitlemek ve taşın rengini, parlaklığını ve ışığını azami seviyeye çıkarmaktır. Mıhlama işleminde montür ve taşın durumuna göre çok fazla teknik kullanılmaktadır. Ancak her teknikte esas olan, taşların maden tarafından sıkıştırılarak sabitlenmesidir. Mıhlama ustası, ürünün görünümüne de yön vermektedir. Mıhlamacılıktaki estetik, ürünün kalitesini artırmaktadır.

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ZEHRA EVCİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam