İSTANBUL

Trump Alışveriş Merkezi’nde yer alan Trump Art Gallery’de kapılarını açan sergi, zaman içindeki kadının toplumdaki değişimi serginin sanatsal çerçevesini oluşturuyor. Resim, heykel, fotoğraf, cam ve seramik sanatının bileşenlerinden oluşan sergiye katılan sanatçılar, farklı malzemeler kullanarak ürettikleri eserlerde, kadının niteliğinin değişkenliklerini kendi perspektiflerinden ele alarak farklı şekillerde yorumluyor.

‘Mulier (Kadın)’ karma sergisinde; Aylin Örücü, Badem Kübra Kocalar, Burak Tekerli, Bülent Çınar, Büşra Kölmük, Cangül Gügük, Cemre Bozkurt, Deniz Küçükballılar, Ecem Yerman, Emel Özyol, Emir Furkan Tekkalmaz, İrem Kopuz, İrem Yılmaz, K. Muzaffer Gençer, Miray Durgut, Özgür Akpınar, Seza Çakır, Sezgi Tamer, Tuğba Matgöncü ve Zahit Yıldız olmak üzere, 20 sanatçı eserleriyle yer alıyor.

'Mulier (Kadın)' adlı karma sergisinin küratörlüğünü üstlenen Kenan Bahadır Derre; farklı dallarda 20 farklı sanatçı ile bir araya geldik ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında 'Mulier (Kadın)' adlı karma sergiyi açtık dedi ve şöyle devam etti:” Toplumumuzda kadınların yaşadığı şiddete ve kadın sorunlarına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışan sanatçılarla bir aradayız. Sergimiz Mart ayı boyunca Trump Art Gallery’de sergilenecek ve elde edilen gelirin bir bölümü Kadın Emeğinin Değerlendirme Vakfı’na bağışlanacak. Sergide, tarihin ilk çağlarından beri kadının varlığı üretkenliği ve doğurganlığı anlatılmaya çalışılıyor. “

Seramik sanatçısı Sezgi Tamer, “Sergideki çalışmamda genel olarak kadının olumlu taraflarını ele almak istedim” diyerek sergi hakkında şu açıklamada bulundu: “Günümüzde kadının özgür ve güçlü tavrını anlatmak istedim. Çalışmamada kanatlar var bu kanatlar kadının özgürlüğünü ve yaptığı her şey de emin oluşunu gösteriyor. Küçük yaştan itibaren sanatla bütün çocukları bulaştırmamız gerekiyor. Çocuklara, sanatın onları özgürleştireceğini öğretmemiz gerekiyor”.

Sergiye “Abluka” eseriyle katılan sanatçı Seza Çakır, “Kadının içindeki güzelliği bu şekilde ortaya çıkartmak istedim” diyerek şöyle devam etti: “Fotoğrafa yeni bir boyut kazandırarak daha da güzelleştirmek istedim. Zaten güzel olarak belli bir şekilde konumlandırılmış bu varlıkları bir şekilde ben de erkek bakış açısıyla ve erkek gözüyle yüceltmek istedim. Çünkü kadınlar doğurganlığıyla tanındı ve bu şekilde yol kat ettiler bir şekilde ama sadece doğurganlıkla değildi bu onlardaki güçtü. Çünkü o kadar çok acı çekmelerine ve o kadar çok zorluğa rağmen o kadar güzel şeyler başardılar ki ve bende buna geleneksel ve dijital yöntemi karıştırarak hem yün hem iplik hem de dijital bir baskıyla harmanlamak istedim. Kadınlar çok detaycıdır ve aslında ben bunu kadın- erkek diye de ayırmak istemiyorum bu tam bir bütün benim için…Ben sanat yapmak istiyorum aslında buradaki kadın da benim için bir sanat. Kadınlara şunu söylemek istiyorum; çalışın kendinize güvenin çünkü her şeyi başarabilirsiniz. ”