reklam
reklam

İLK KADIN FOTOĞRAFÇI YILDIZ MORAN “DAĞ SERGİSİ “

Eklenme Tarihi: 11 Ocak 2019, Cuma - 10:05   Okunma Sayısı: 353148
Türkiye’nin ilk kadın fotoğraf sanatçısı olan Yıldız Moran’ın eserlerinin yer aldığı ‘Yıldız Moran: Bir Dağ Masalı’ sergisi İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde sanatseverlerle.Merih Akoğul’un küratörlüğünü üstlendiği Bir Dağ Masalı isimli sergi; doğa, soyut, portre, gündelik hayat, Anadolu, İstanbul, yurt dışı gibi farklı konularda 12 yılda çekilmiş, ilk defa gün ışığına çıkan fotoğraflarının da yer aldığı bir  çalışmayı izleyiciye sunuyor. Sergide yer alan 86 fotoğraf, yaşasaydı bugün 86 yaşında olacak sanatçıya da bir selam duruşunda bulunuyor.Sergide sanatçının ilk kez gün ışığına çıkan fotoğrafları da yer alıyor.

İSTANBUL

 

SİYAH- BEYAZ FOTOĞRAFLAR 

Fotoğrafta kendine has bir dil geliştiren Moran, sadece siyah beyaz olarak çektiği fotoğraflarıyla insanların ve coğrafyaların üzerinde yansıyan ışık ve gölge dünyasını, kendine özgü kompozisyonlarla yansıtıyor.

Moran’ın 86 eserinin yer aldığı sergi, 12 Mayıs 2019 tarihine kadar İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde görülebilir.

Anadolu da çekilen fotoğraflar

Moran, 1950'li yılların başında yapıtlarını üretmiş, en önemli fotoğrafçılarımızdan biri. 1950'den 1962'ye kadar olan dönemde, ömrünün toplam 12 yılını fotoğrafa adayan sanatçı, kendisinden sonra gelen kuşakların fotoğraf yaklaşımlarına önemli katkılarda bulundu. Yıldız Moran, özellikle Anadolu'da çektiği fotoğraflarında insan sevgisi, sanatsal duyarlılık ve fotoğraf çekim sezgisini iç içe örerek, kendine özgü bir alan açtı. Yalnızca o günlerin fotoğraf yaklaşımlarını değil, içinde yaşadığımız dönemin yeni sanat görüşlerini de kapsayan, fotoğraflarını çektiği insanları yaşadıkları coğrafya ile birlikte ele alan,içi lirizmle örülmüş bu izlenimci estetik, Moran'ın fotoğraflarının en önemli özelliğini oluşturuyor. Günümüzün fotoğraf algısını yıllar öncesinden görmeyi başaran sanatçının fotoğrafları, bugün yalnızca fotoğraf otoritelerinden değil, ülkemizdeki ve dünyadaki sanat izleyicilerinden de büyük ilgi görüyor. 

 

 

FOTOĞRAF KARELERİNDE EVRENSEL DİL HAKİM 

Fotoğrafta evrensel bir dili, kendi bakış açısı üzerinden lirik bir biçimde ileten Moran, "zamansız" olarak adlandırılan fotoğraflarıyla tek başına ekol haline geliyor. Doğu'nun geleneğiyle Batı'nın estetiğini başarıyla fotoğraflarına taşıyan Yıldız Moran, sadece siyah beyaz olarak çektiği fotoğraflarıyla insanların ve coğrafyaların üzerinde yansıyan ışık ve gölge dünyasını, kendine özgü kompozisyonlarla sanatseverlere sunuyor. 

 

 

ZAMANSIZ VE ÖZGÜR FOTOĞRAFLAR

Türkiye’nin akademik eğitim almış ilk profesyonel kadın fotoğraf sanatçısı olan Yıldız Moran’ın fotoğraflarında ışık daima başrolde olmuş ve fotoğrafın siyah beyaz dünyası Moran’ı küçük yaşlarından itibaren içine çekmiştir. Yıldız Moran Anadolu insanıyla bir kadın fotoğrafçı olmaktan daha fazla, iki insan olarak ilişki kurmuş, onların dertlerine ortak olmuştur. Moran aynı zamanda yaşadığı İstanbul’un da olağanüstü güzellikteki fotoğraflarını çekmiştir.

Stüdyoda çektiği portrelerinde kişinin özelliklerini ortaya çıkaran kontrast ışık kullanmış, manzara fotoğraflarında ise konusunu rahat anlatacak boşluklu kompozisyonları yeğlemiştir. Fotoğraflarını, karşısındaki kişileri tedirgin etmeden çekmiştir. Hiçbir zaman üç ayak kullanmamış, hem böylelikle hareket özgürlüğü kazanmış hem de fotoğrafını çektiği kişiyle arasına fotoğraf makinesinden başka bir şey sokmamıştır

 

 

 

 

HAKKINDA BİLGİ

Türk fotoğrafının akademik eğitim almış ve profesyonel anlamdaki ilk kadın fotoğrafçısı.
1951’de Robert Kolej’den mezun oldu.
Asıl isteği resim okumak olduğu halde dayısı sanat tarihi profesörü Mazhar Şevket İpşiroğlu’nun etkisiyle fotoğrafa yönelir ve fotoğraf eğitimi almak üzere İngiltere’ye gider.
Fotoğrafa başlamasının öyküsünü yıllar önce Seyit Ali Ak’la yaptığı bir söyleşide şöyle anlatır:
“Beni fotoğrafçılığa iten başarısızlığımdı. Kolejde 8. sınıfta hiç beklemeksizin sınıfta kalınca oldu. Nazım’ın eşi Münevver Hanım geliyordu dersime. Çok iyi bir hoca idi ama Moda’da oturduğumdan yola dayanamayıp hiç derse girmedim. Kalmak büyük şok oldu.
Dayım Mazhar Şevket İpşiroğlu, ‘Niçin fotoğraf yapmıyorsun’ dedi. Resme olan ilgimi biliyordu. Kendi olanaklarımla İngiltere’ye gittim, öğrenci oldum. O zaman İngiliz Ataşesi bile İngiltere’de fotoğraf okulu olduğunu bilmiyordu. Dekorasyon çalışan bir arkadaşımın okuluna yazarak ve apar topar beş gün içinde gittim, ucu ucuna yani…”

1950 – 1951 yılları arasında Bloomsbury Teknik Koleji’nde ve 1951 – 1952 yılları arasında da Ealing Teknik Koleji’nde fotoğrafçılık eğitimi aldı.
Fotoğrafçılık hakkındaki bilgisini pratikte de sağlamlaştırmak için önce dönemin tanınmış fotoğrafçılarından Barron’ın asistanlarıyla sonra da Olde Vie Tiyatrosu’nun ünlü fotoğrafçısı John Vickers ile çalıştı.
İngiltere’de bulunduğu süre boyunca biri Londra’da, dördü Kembriç’de, ilgi gören beş sergi açtı.
1952 yazında İtalya’ya giden Moran, orada bir fotoğraf kulübüne üye oldu.
İspanya’yı ve Portekiz’i dolaştı.
Bu ülkelerdeki çalışmalarından oluşan bir fotoğraf kitabı hazırladı ve çeşitli sergiler açtı.
Bu gezilerin ardından Türkiye’ye dönmeye karar verdi. İstanbul ve Anadolu’yu dolaştı. Bu fotoğraflar tanınmasında büyük rol oynadı.
Beyoğlu Kallavi Sokak’ta o yıllarda sanat dünyasının önemli uğrak noktalarından biri olan Maya Galerisi’nin üstünde açtığı stüdyosunda hem çekim yapıyor hem de çektiği fotoğrafları sergiliyordu.
Şubat 1955’ten Mayıs 1957’ye kadar üçü İstanbul’da biri Ankara’da dört sergi açtı. Sergiler iç ve dış basında çok ses getirdi.
Bütün bu verimli çalışmalarına karşın, işler pek de beklediği gibi gitmiyordu. Sergileri çok ses getirmişti, pek çok izleyici çekmişti ama Kembriç’te açtığı tek bir sergide bir günde 25 fotoğraf satılmışken, ülkesinde çok sevilen ve beğenilen fotoğraflarından bir tanesini bile satamamıştı.
Fotoğraftan yeterli para kazanamadığını görünce, yılbaşı kartları bastırıp satmaya karar verdi. Bu kararı, aldığı en önemli kararlardan biridir bekli de. Çünkü Yıldız Moran, kartları bastırmak için gittiği matbaada yaşamını değiştirecek insanla, Özdemir Asaf’la tanışır.
“Yaşamımı sürdürebilmek için para kazanmam gerekliydi. Yılbaşı kartları yapıp satmak, para kazanmamı sağlayabilir diye düşündüm. Anlaştığım matbaa çok kötü basmıştı kartlarımı. Tam umutsuzluğa düşmüşken, bir arkadaşım Özdemir Asaf’ı önerdi. ‘Hem şairdir, hem de titiz ve güzel baskılar yapar’ dedi.
İş konuşmak için Özdemir Asaf’ın matbaasına gittim. Tarihini de verebilirim tanışmamızın; 4 Kasım 1954, saat 11.00. kelimelerle dile getirmek zor. Duygulu, kibar, hiç görülmemiş ve bir daha göremeyeceğim bir insandı Özdemir Asaf. Pırıl pırıl bir zeka, renkli, yepyeni, bambaşka bir dünyaydı o. Olağanüstü bir insandı kısacası…

1962 yılında Özdemir Asaf’la evlenir ve fotoğrafçılığı bırakır.
Evliliğinden sonra Yıldız Moran adı –aynı yıl Edinburg’da, 1970 ve 1988 yılları arasında da İstanbul’da açtığı 4 retrospektif sergi dışında- yalnızca Özdemir asaf’ın eşi, sözlük yazarı ve çevirmen olarak duyulur.

Yıldız Moran fotoğrafı tamamen bırakmasını şu sözleriyle açıklar:
“24 saat düşünülen, yaşanılan, ikinci plana atılamayacak bir konudur fotoğrafçılık. İnsana, yaşama özgün, bir aşamanın bir yerini kavramsal olarak dolu, yoğun, ağırlıklı olarak verebilen kişidir fotoğrafçı
(…) Birden 24 saatimi bu konuya mı vereceğim, yoksa daha önemli konular var mı benim için diye düşündüm. Daha önemli şeyler olduğuna karar verdim ve 12 yıl sonra bıraktım bu işi
(…)
Dört yıl içinde üç çocuk sahibi oldum ve artık tüm 24 saatlerimi çocuklarıma adadım.”

1982 yılında İDGSA Fotoğraf Enstitüsü tarafından onur üyeliğine layık görüldü.
Uzun yıllar sonra ismi bir kez daha fotoğrafçı olarak anılır.
Yıldız Moran yıllar sonra fotoğrafa yine başlamayı düşünse de buna cesaret edemez.

“…Sonra üç çocuk dünyaya getirip fotoğraftan uzaklaştım. 10 yıl kadar hep yine başlamayı umdum. Ama arayı açtıktan sonra çok zor, acımasız bir konu. Çok geniş olanakları var. Çok güzel bir anlatım yolu. Düzeyini korumak için büyük çaba gerekli. Her sanatta olduğu gibi. Yarım olacak iş değil. Hiç yapmamak daha iyi.”

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ZEHRA EVCİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam