reklam
reklam

BAL Ligi 24hafta

ÖZEL HABER

71 YILLIK SAAT USTASI GELİŞEN TEKNOLOJİYE DİRENİYOR

Eklenme Tarihi: 11 Eylül 2018, Salı - 10:00   Okunma Sayısı: 220893

İSTANBUL

Saatin  insanların hayatındaki yer yadsınamaz bir önem taşıyor. Çevremizde bulunan kol saati, duvar saati, masa saati gibi saat çeşitleriyle gün içinde hangi zamanda olduğumuzu öğrenir, günlük işlerimizi saatlere bölerek planlarız. Günümüzde en çok kullanılan saat çeşitleri kol saati ve duvar saati. Gelişen teknolojiyle birlikte artık saat kullanımı ve alımı çok yaygın. Bizler için önemli olmayan saatlerimizi çoğumuz tamire bile vermiyoruz. Ancak gelişen teknolojiye rağmen saatçilik mesleği için direnen  isimlerden biri Saat sanatkarı Metin Özbilgin 81 yaşında olan Özbilgin, İstanbul’un Fatih semtinde küçük bir dükkanda mesleğini sürdürüyor. Dijital saatlerin günümüzde yaygın olmasına rağmen o geçmişten gelen bu mesleği büyük bir özveriyle sürdürüyor.  Dört kuşaktır devam ettiriyorlar.70 yıldır her gün ara vermeden  çalışan Özbilgin”81 yaşına mesleği sürdürüyoruz.Neredeyse bir asırlık ömrüm saatlerin içinde geçti.  Ama zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım” diyor. 

71 yıldır çalışıyorum ömrüm el verdiğince çalışmaya devam edicem

Babasıyla birlikte henüz on yaşındayken saat yapmaya geldiğini söyleyen Metin Özbilgin, 3 yaşındayken eline saat almaya başladığını söylüyor. Dedesinden gelen mesleği sürdürdüğünü vurgulayan Saat ustası”  Dedem Antalya Akseki de babam da aynı yerde çalıştı. Ben ise 20 yıl Sirkeci de 50 yıldır şimdi bulunduğum dükkanda çalışıyorum. Sadece Pazar günleri tatil o günde çok sıkılıyorum Pazartesi olsa da saatlerime kavuşsam. Babam yıllarca babasının mesleğini sürdürdü. Dedemi hayal meyal hatırlıyorum saatlerle uğraştığını . Bende yıllarca onun izinde gittim. Benden sonra ise oğlum sürdürecek 71 yıldır çalışıyorum ömrüm el verdiğince çalışmaya devam edicem” diye ifade ediyor. 

Geçmişte varlıklı insanlar saat takardı

Kurtuluş savaşında babasının cephede yer aldığını belirten Özbilgin bize babasının cephe de aldığı belgeyi ve madalya’ yı gösteriyor. Gösterilen teskerede Osmanlıca” Saatçi” yazıyor. Eskilerde saate daha farklı bakıldığının altını çizen saat profesörü “eskiden insanların saatleri bozulduğunda insanlar üzülürdü. Geçmişte varlıklı insanlar saat takardı. Saati olanların zengin olduklarını anlardık. Öyle herkeste saat bulunmazdı. İnsanlar saatin kaç olduğunu öğrenmek için bir mahalleden başka bir mahalleye giderdi. Şimdilerde herkes istediği maliyette saatlere ulaşabiliyor. Ama o dönemdeki saatlerin kalitesi şimdilerde çok az. Her yerden saati öğrenebiliyoruz. Mekanik saatler vardı şimdi hep dijital. Benim dönemimde zenit, onega, orjin saatleri kullanılırdı. Günümüzde bu saatler çok az belki senede bir kere gelir ya da gelmez “.diyerek bizlere geçmişte saatin insanların daha önem verdiğini anlatıyor. 

Elimden kurtulmayan saat yoktur

İstanbul da yapılamayan saatleri hatta bazen Türkiye’nin her yerinden saat gönderildiğini belirten saat profesörü Özbilgin, ”Elimden kurtulmayan saat yoktur. Geçenlerde iki yüz  yıllık mekanik bir saatin parçalarını kendisinin yapıp tarihi eser saatin çalıştırdığını belirtiyor. Antika olan saatleri tamir etmenin kendisi için daha zevkli olduğunun altını çizen Özbilgin,” Her sabah saat 10’ da dükkanı açarız oğlumla .Son zamanlarda  oğlum beni arabasıyla getiriyor. Akşamları 7 buçukta kapatırız”. Oğlunun kendisinden sonra mesleğini sürdüreceğini vurgulayan Metin Özbilgin, Oğluna gerekli her şeyi öğrettiğini söylüyor.

Oğlu, ''saat saat sanatkarını”anlatıyor

Dedesinin adını alan oğlu Tevfik Özbilgin de Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)Bilgisayar Mühendisliği mezunu. 32 yaşında olan Tevfik Özbilgin, Babasının mesleğini devam ettireceğini söylüyor. Babasının işinde disiplinli ve dürüst olduğunun altını çizen Özbilgin, “meslek özveri gerektirir. Bu mesleği seviyorum .Babam bu mesleği büyük bir sevgi ve bağlılıkla yapıyor. Sevilmese saatlerle haşır neşir olmak zor olur” dedi.

Teknolojiye inat asla pes etmiyor 

Piyasada beni tanımayan yoktur diyen saat ustası, en çok saatin yapıldığı Doğubank’ta bile bana saatler gelir. Yapamadıklarını bile bana gönderirler.70 yıldır hizmet veren metin usta saatçilik mesleğinin de giderek azaldığını hatta kendisi gibi geçmişten gelen neslin tükenmeye yüz tuttuğunu söyledi. Özbilgin, “Teknolojide yaşanan gelişmeler her gün yenilenen ve gelişen bilim; insanların hayatlarını daha kolaylaştırırken aynı zamanda bir takım değerleri de unutturuyor. 45 yıldır aynı dükkandayım saatler tek tutkum diyor.  Metin usta, gelen saatleri artık oğlu Tevfik beye işin inceliklerini tarif ederek Tevfik beyin tamir yapması için yardımcı oluyor. Metin  Usta, gençlere ideallerinin peşinden koşmalarını ve sevdiği işlerden hiç kopmamaları gerektiğini öğütlüyor...

SAATİN TARİHÇESİ VE OSMANLI DA SAAT TARİHİ 

Saat kullanımı ilk olarak M.Ö. 4 bin civarlarında Mısırlılar’da görüldü. Zamanı bilme ihtiyacından doğan saat kullanımı ilerleyen dönemlerde hızla yaygınlaştı. Saat üretimi ve tamiri için yetişen ustalarla beraber saatçilik bir meslek dalı olarak belirdi. Meslek seçiminin yanı sıra bir sanat dalı olarak görülen saatçiliğin Osmanlı dönemi ise, büyük gelişmelerin yaşandığı bereketli bir dönem olarak anılıyor. 450 yıllık bir geçmişe sahip olan Osmanlı’da saatçilik sanatı, özellikle İstanbul kentinde gelişim gösterdi.  Osmanlı döneminde sarayın önemli isimlerinin saatçilik sanatına merak salması ile gelişimin sürecinin hızı açıklanıyor.

Osmanlı tarihinde saatçilik sanatının en yaygın olduğu dönem ise III. Murad’ın padişahlık koltuğunda bulunduğu 1574 – 1595 yıllar. Dönem padişahı III. Murad’ın saatçiliğe olan merakı ile beraber halkında saatçilik üzerine birçok girişimine rastlanıyor. Padişahın huzuruna sunulmak üzere daha iyisini üretmek isteyen saat ustaları büyük rekabet ile sektör adına büyük gelişmeler sağlamışlar. Bu devrin önemli saat ustaları olarak Rüstem Ağa, İbrahim Peçevi gibi önemli isimler anılmaktadır.

Devam eden süreçte Topkapı Sarayında isimlerin kayıtlı bulunduğu yüzlerce çeşit saatler görülüyor. Saatçilik sanatı her dönem gelişimini ivme arttırarak devam ettiriyor. 1800 ve 1900’ ler döneminde yetişen Ahmed Eflaki Dede gibi tarihe adını yazdırmış önemli saat ustaları yer alıyor. Üretilen tamamen el yapımı saatler günümüzde müzelerde sergilenecek kadar özenle saklanmaktadır.

Aynı zamanda İstanbul’da yetişen önemli saat ustalarından biri de Bursa Ulu Cami’de yer alan ve günümüzde çalışmaya devam eden el yapımı saatin ustası İbrahim Efendi’dir. Osmanlı döneminin son zamanlarında yetişmiş ve Cumhuriyetin kuruluş dönemlerine denk gelen önemli ustalardan biri de Çemberlitaşlı Şem’i Pek İpek’tir. Şem’i Pek İpek’in saatleri günümüzde çalışmaya devam etmektedir.

Osmanlı tarihi saatçilik sanatı üzerine yüzlerce önemli usta kazandırmış bir dönemi ifade eder. Ustaların gönül bağı ile bağlandığı bu dönemde padişahların, saray içerisinde yer alan önemli isimlerin ve halk içerisindeki hızlı yayılmanın rolünün büyük olduğu tartışılamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.gGE

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SAAT ÇEŞİTLERİ 

Güneş Saati

Eski saatler tarihte kullanılan saat çeşitleri güneş köstekli kum İnsanlar, var oldukları ilk zamandan beri zamanı öğrenmek istemişlerdir ve bunun için yöntemler geliştirmişlerdir. Bu yöntemlerden ilki güneş saatidir. Güneş saati, M.Ö. 1500 yılında Mısırlılar tarafından icat edilmiştir. Tarihte var olan bu ilk saatin, pürüzsüz bir yüzeyi bulunuyordu.

Bu yüzeyin orta kısmına bir çubuk dikilmiştir ve güneş ışınlarının çubuğun düzlem üzerindeki konumuna göre saat belirlenmiştir. Ancak dünyanın eklips şeklinde olması ve dünyanın dönme ekseninin eğik olması bu saatin, hatasız bir şekilde saati göstermesine olanak sağlamıyordu. Zaman içerisinde yeni yöntemlerin gelişmesiyle, güneş saati neredeyse hiç kullanılmaz hale gelmiştir.

Kum Saati

Kum saatleri, içerisinde kum bulunan, alt ve üst kısmı geniş ve bel kısmı ince olan bir zaman ölçme aletidir. Çalışma prensipleri, eşit bir miktarda bir sıvının ya da ince tanelere sahip bir katının delikten geçerken sürekli aynı zamana ihtiyaç duyacağına dayanır.

Bu saatlerinin olumsuz yönü ise işlemin toplam süresi sabittir ancak içerisindeki maddenin akış hızı sabit değildir. Kum saatlerinde, kumun yanı sıra pudra haline getirilmiş yumurta kabuğu, cıva veya ince toz halinde mermer de kullanılmıştır. Kum saati, Avrupa’da ilk kez bir papazın buluş yapmasıyla ilk kez 8. yüzyılda kullanılmaya başlamıştır. Camcılık geliştikçe, saatin teknik özellikleri de buna bağlı olarak gelişme göstermiştir. Ancak bu saat günümüzde zamanı ölçmek için değil dekoratif bir obje olarak kullanılmaktadır.

Su Saati

Su saati, suyun düzenli bir şekilde ölçülebildiği bir kaptan dışarıya akması prensibine dayanan bir saat türüdür. Su saatleri ve güneş saatleri, zamanı ölçmek için kullanılan ilk yöntemlerdir. Hangi tarihte icat edildiği net bir şekilde bilinememektedir. Ancak Antik Mısır ve Babil’de 16. yüzyılda kullanılmaya başlamıştır. Hindistan ve Çin dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde su saatinin kullanımı antik çağlara dayanmaktadır. Bazı kişiler su saatinin, Çin’de M.Ö. 400 civarında kullanılmaya başladığını öne sürmektedir.

Erken Dönem Mekanik Saat 

Mekanik saat icat edilmeden önce, güneş ve kum saati gibi yöntemler kullanılıyordu. Mekanik saat ise mekanik bir işlevi yerine getirirken, bir çekiç aracılığıyla ses meydana getirmekteydi. Böylece belirli zaman aralıklarını belirleyebilmeye olanak sağlıyordu.

Astronomik Saat

Astronomik saatler güneş, zodyak, ay ve takımyıldızı ve bazen büyük gezegenlerin konumları gibi astronomik bilgileri görüntülemek amacıyla kullanılıyordu. Tarih boyunca yapılan güneş saatlerinden en ünlü olanı Prag Astronomik Saat’idir. Bu saat Çek Cumhuriyeti’nin başkenti olan Prag’da bulunur. İlk kez 1410 yılında kurulmuştur ve dünyanın en eski astronomik saatleri arasında 3. sırada yer alır. 

Zemberekli Saat

Mekanik saat olarak da anılmaktadırlar. Zamanın mekanik bir şekilde ölçülmesinin ilk adımlarını din adamları atmıştır. Keşişlerin dua edebilmesi için zamanı bilmeleri gerekliydi. İlk mekanik saatler aslında zamanı göstermek için değil duyurmak için vardır. Bu sistemi kilisedeki çan sistemi ile bağdaştırabilirsiniz. Bu tarz saatlerin daha gelişmiş versiyonu günümüzde hala kullanılmaktadır.

Sarkaçlı Saat

1721 saatin gelişimi açısından önemli bir yıldır. İlk sarkaçlı saat bu tarihte icat edilmiştir. George Graham, ilk sarkaçlı saatin mucididir. Bu saat, dakikliği sayesinde o dönemde adeta bir çığır açmıştır. Diğer saatlerde oldukça büyük bir hata payı bulunuyordu. Sarkaçlı saat ise, sadece 1 saniye zamanın gerisinde kalıyordu.Eski saatler tarihte kullanılan saat çeşitleri güneş köstekli kum

Köstekli Saat

Köstekli saatler, bir zincir yardımıyla elbisenin herhangi bir yerine asıp kolayca kullanılabilir. Aslına bakacak olursak, köstekli saatleri insanların artık saati yanında taşıma arzusundan ortaya çıkmıştır. Kol saatlerinin temelini oluşturmuşlardır. Saate köstekli denmesinin nedeni, saatin bir zincir aracılığıyla taşınıyor olmasıdır. Genel bir şekilde ifade edecek olursak köstekli saat, kurularak çalışan bir mekanik saat çeşididir. Köstekli saatlerden sonra, kol saati icat edilmiştir.

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ZEHRA EVCİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam