reklam
reklam

ŞEREFİYE SARNICI

Eklenme Tarihi: 5 Mayıs 2018, Cumartesi - 09:00   Okunma Sayısı: 209649

İSTANBUL

Sarnıç

Sarnıç, Doğu Roma İmparatorluğu’nun kuruluşundan itibaren İstanbul’daki su sisteminin en önemli elemanlarındandır. Genellikle kâgir yer altı su depolarıdır. İstanbul’un antik su şebeke sistemi kapsamlı şekilde incelenmediği ve sarnıçların nasıl kullanıldığı hakkında tam bir fikir oluşmadığı yönünde görüşler vardır.

İstanbul’un yerleşim yerlerinde veya bunların yakınlarında ve saraylarda sarnıçlar inşa edilerek su ihtiyacı karşılanmaya çalışılmıştır. Pek tabii ki şehir dışında ve Anadolu’da da sarnıçlar yapılmıştır. İstanbul’da tespit edilen sarnıç sayısının 65 den fazla olduğu; ancak diğer birçok eserin olduğu gibi sarnıçların da tam bir envanterinin çıkarılmadığı belirtilmiştir.

Sarnıç türleri

Sarnıçlar genelde açık ve kapalı sarnıçlar diye ikiye ayrılırlar. Üstü açık olanları sarnıç olarak değerlendirenler olduğu gibi farklı şeyler söyleyenler de vardır. Mesela bunların büyük su toplama havuzları olduğu ve bu havuzlardan sur hendeklerine su verildiği ileri sürülmüştür. Fakat bu öneri ilim dünyasında pek kabul görmemiştir (S. Eyice age s.5).

Üstü Kaplı Sarnıçlar

Kamu ya da özel binaların alt katlarında ya da binadan bağımsız yerlerde inşa edilmiş tesislerdir. Bunların çeşitli fonksiyonları vardır.

  • Şehrin suyunu karşılamak amacıyla inşa edilmişlerdir,
  • Meyilli bir araziyi düzeltmek için yapılanlar üzerine oturacak binaya düz bir zemin

teşkil ederler. Bu tip kapalı sarnıçlara doğal sarnıç da denir.

  • Bazen de bu alt yapılar sığınak olarak kullanılmışlardır. 

Şerefiye Sarnıcı

Tarihi yapının iç ve dış kısmı aslına uygun bir duruma kavuşturularak dış cepheye giydirilen çelik konstrüksiyon ve cam yüzey ile tarihi eser korunaklı hale getirilmiştir. Restorasyonda yapı Yerebatan sarnıcı gibi sadece kendisinin sergileneceği bir müze olarak tasarlanmış, bu işlevine uygun olarak restorasyonda üst giriş setinde tamamen şeffaf bir giriş binası tasarlanmıştır.

Tasarımda amaç, 19’uncu yüzyıl duvarının yapılacak giriş binasından koparılması, sarnıcın 19’uncu yüzyıl giriş duvarının önünde yapılacak olan yapıdan farklı olduğunun algılanmasıdır. Tamamen şeffaf olan yapıya giriş ve çıkışlar Piyer Loti Caddesi’ndeki cepheden sağlanmaktadır. Giriş alanında sarnıca ait bir sergi alanı da yer almaktadır.

1910’lu yıllarda sarnıcın üzerine Arif Paşa Konağı yapılmış, 1950’li yıllarda ise Eminönü Belediye binası inşa edilmiştir. 2010 yılında İBB binasının yıkımı gerçekleştirilmiş, tarihi yapıya zarar vermeden binanın altında kalan, yakın zamana kadar pek bilinmeyen sarnıç ortaya çıkarılmıştır. 

Sütun sayısı ve yüzölçümü Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıçlarından daha az olup sarnıcın boyu 45 m, eni 25 m, çatı yüksekliği 9 m.dir. Sarnıç, Konstantinus ve Theodisius olarak anılsa da genellikle Şerefiye ismi kullanılmaktadır. 

Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıçları arasındaki bağlantı gibi bu sarnıcın da Binbirdirek Sarnıcı’na bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Bu konuda ayrıntılı çalışmalar devam etmektedir.

Başlık tipleri

Şerefiye Sarnıcı’nın başlık tipleri geç antik dönemin özelliklerini gösteren türdendir. Korent, Kompozit ve Sepet başlıklar kullanılmış, sütunlar yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Geç Antik dönem özelliği olarak kemer ayağı ile sütun başlığı arasına ikinci bir başlık gibi duran impostlar konulmuştur.

Bu İyonik impostlar 6’ncı yüzyıl Jüstinianus devrine tarihlenir.

Sütunlarda iç bükey dış bükey kesitli kaideler kullanılmıştır. Zemin kare tuğlalarla kaplıdır eğer Osmanlı tamiri varsa çokgen kaplama görülür. Zeminlerin bir noktasına su tahliye gideri vardır ve bu kısımları genel olarak yapı dışında inşa edilmiş kuyularla bazen de çeşmelerle bağlantılıdırlar.

Tesislere su girişi ya da zemine iniş genellikle tonozların muhtelif yerlerinde açılan (Bir köşesinden) menfezlerle sağlanmıştır. Su bacaları denen bu açıklıklar ile sarnıç yanındaki kuyunun aynı zamanda sarnıçta toplanan suyun bozulmasını önlemiş olabileceği ileri sürülmüştür.

 

Yapıların duvarları

Sarnıç duvarlarının kemer başlangıçlarına kadar taş ve tuğla örgüsü şeklinde yapıldığı, üzeri su geçirmez hidrolik sıvayla kaplandığı belirtilmiştir. Üst örtü ise tamamen tuğla ile inşa edilmiş ancak sıvanmamıştır. 

Sarnıçlarda kullanılan su geçirmez sıva sarnıcın için ne kadar su konacaksa o hizaya kadar duvarları kaplarmış. Bunların genellikle sütun başlığı seviyesine kadar olduğu, içindeki su seviyesinin bazen başlıkları da içine aldığı da görülmüştür.

 

Daha çok ayrıntı elde etmek istiyorsanız veya İstanbul’daki eski eserlerle ilgili bilgilerinizi arttırmak istiyorsanız mutlaka gezmenizi tavsiye ediyoruz.  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: BAŞAK ERTEKİN

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Yeşim Demir'le Rüya Yorumu


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam