Bu gün size muhabir arkadaşım Sinan Beratlıgil ile hazırladığımız haberimizde ata sporumuz güreş hakkında bilgiler vereceğiz, haberimizin ikinci kısmında ise muhabir arkadaşım Sinan beyin 1999 Kırkpınar Ağası Ayhan Sezer ile yaptığı röportajı okuyabilirisniz.
Ata sporumuz güreşi kısaca hatırlatalım ve bilgilerimizi tazeleyelim.
Bilindiği gibi Güreş Türklerin ata sporudur. Güreş; İki güreşçinin birbirlerine vurmaksızın rakiplerini yenmeye çalıştıkları bir spor türüdür. Güreşte sırtı yere değen güreşçi güreşi kaybeder.
Güreş sporunun tarihi MÖ. 648 yılına kadar uzanır. Güreş sporu Antik Yunan'da Olimpiyat Oyunlarında "Pankreas" adıyla bulunuyordur. Pankreas'ın günümüzdeki güreşten farkı o zamanlar bu sporun boks-güreş karışımı bir spor dalı olarak yapılmasıdır. Romalılar bu sporun sert yanlarını ortadan kaldırıp greko-romen stilini ortaya çıkardır. Greko-Romen, İlkçağ sonlarında Akdeniz havzasına egemen olan kültüre verilen isimdir.
Güreş sporunda ulusal stiller
1. Türkiye; Yağlı Güreş, Karakucak güreşleri, Aba Güreş
2. Japonya; Sumo Güreşi
3. Moğolistan; Moğol Güreşi
4. ABD; Amerikan Güreşi
5. Hindistan; Pehlwani
Dünyadaki güreş sporu stilleri
1. Greko-Romen
2. Serbest stil
Güreş sporunda oyunun süresi 10 dakikadır. Güreş yarışmaları 8X8 metre genişliğinde, yanında 2 metrelik boşluk bulunan minderde yapılır. Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası karşılaşmaları ise 6X6 metre genişliğindeki minderlerde yapılır. Güreş sporunda 1 orta hakem, 3 de yan hakem bulunmaktadır.
Güreş sporunun bazı kuralları
Greko-romende güreşçiler ayaklarını kullanamazlar, rakiplerini ancak bellerinin üstünden tutabilirler. Buna karşılık, serbest güreşte, canını yakmamak, faul yapmamak kaydı ile rakibinin her yanından tutarak güreş yapılabilmektedir.
Greko-Romen güreş stilini ilk uygulayan türk güreşçiler
1. Koca Yusuf
2. Kara Ahmet
3. Hergeleci İbrahim
4. Filiz Nurullah
5. Kurtdereli Mehmet
6. Adalı Halil
7. Mandıralı Ahmet
8. Kara Osman
Bir zamanlar güreşte tarih yazmış ve altın madalya kazanan sporcularımızın şimdilerde ebediyete göçmüş olanlarını rahmetle anarak isimlerini hatırlayalım...
1. 1936 Berlin olimpiyatları Yaşar Erkan
2. 1948 Londra olimpiyatları Nasuh Akar
3. 1948 Londra olimpiyatları Gazanfer Bilge
4. 1948 Londra olimpiyatları Celal Atik
5. 1948 Londra olimpiyatları Yaşar Doğu
6. 1948 Londra olimpiyatları Ahmet Kireççi
7. 1948 Londra olimpiyatları Mehmet Oktav
8. 1952 Helsinki olimpiyatları Hasan Gemici
9. 1952 Helsinki olimpiyatları Bayram Şit
10. 1956 Melbourne olimpiyatları Mithat Bayrak
11. 1956 Melbourne olimpiyatları Mustafa Dağıstanlı
12. 1956 Melbourne olimpiyatları Hamit Kaplan
13. 1960 Roma olimpiyatları Müzahir Sille
14. 1960 Roma olimpiyatları Mithat Bayrak
15. 1960 Roma olimpiyatları Tevfik Kış
16. 1960 Roma olimpiyatları Ahmet Bilek
17. 1960 Roma olimpiyatları Mustafa Dağıstanlı
18. 1960 Roma olimpiyatları Hasan Güngör
19. 1960 Roma olimpiyatları İsmet Atlı
20. 1964 Tokyo olimpiyatları Kazım Ayvaz
21. 1964 Tokyo olimpiyatları İsmail Ogan
22. 1968 Mexico City olimpiyatları Mahmut Atalay
23. 1968 Mexico City olimpiyatları Ahmet Ayık
24. 1992 Barcelona olimpiyatları Mehmet Akif Pirim
25. 1996 Atlanta olimpiyatları Hamza Yerlikaya
26. 1996 Atlanta olimpiyatları Mahmut Demir
27. 2000 Sidney olimpiyatları Hamza Yerlikaya
28. 2008 Pekin olimpiyatları Ramazan Şahin
Türkiye’de yağlı güreşin gelişmesi için desttek veren 1999 Kırkpınar ağası Ayhan sezerle dodra dobra atasporumuz güreşi konustuk…Sezer atasporumuz güreşin gelişmesi içim açıklamalarda bulundu. İşte Yönetici ve iş adamına sorduğumuz sorular ve yanıtları.
Sinan Beratlıgil : Ata sporumuz yağlı güreşin Türkiye’de hak ettiği yerde olduğunu düşünüyor musunuz?
AYHAN SEZER: Yağlı güreşlerin çok büyük bir seyirci kitlesi olmasına ve dünya çapında dahi ilgi görmesine rağmen atasporumuzun ülkemizde yeterince yer almadığını sanıyorum. Hatırlatacak olursak atasporumuz ,UNESCO’nun korunması gereken değerler arasında yer almaktadır.Ama fazla ilgi görmemektedir. Bu ata sporumuzu daha fazla ilgi görmesi için Basın ve devletimiz tarafından çalışmalarda bulunması ve ayrı bir federasyon olması gerekmektedir.
S.B. : Böyle bir federasyon kurulsa, bir destek verir misiniz?
AYHAN SEZER : Böyle bir yapılanma olursa, elbette çalışmaları üstlenipıve destek veririm. Tabi ki yağlı güreş federasyonunun kurulmasıyla birlikte faaliyetlerimizin artması ve hedeflere daha kolay ulaşma imkanına sahip olacağız. Yağlı güreşleri de daha derli toplu, sistemli bir hale sokmanın neticelerini elde etmiş olacağız.
S.B. :En beğendiğiniz Pehlivanlar kimlerdir?
AYHAN SEZER. : Pehlivanlarımızı eski yeni olarak ayırdığımızda, son günlerde başarılı olan İsmail Balaban, ,Fatih Atlı, Orhan Okulu,,Gökhan Arıcı, Antalya Bölgesinden Osman AYNUR, Mehmet Yeşil YEŞİL isimlerini ilk sayabileceğim arkadaşlarım. Ayrıca tabi ki en az bunlar kadar başarılı pehlivan arkadaşlarımız da var. Yağlı güreş çok emek isteyen bir spor dalıdır. Bir pehlivanın başarılı olabilmesi için günde en az 5-6 saat antrenman yapması gerekiyor. Bunun dışında sağlığına ve gıdasına da çok dikkat etmelidir.
S.B. : Kırkpınar’ın yurt dışında tanıtılmasını yeterli buluyor musunuz? Puanlama sisteminden memnun musunuz?
AYHAN SEZER: Yeterli bulmuyorum. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı oldukça fazladır. Ufak çaplı organizasyonlar bu ilginin var olduğunu göstermektedir.. Maalesef faaliyetler yetersiz kalmaktadır. Bunların daha fazla organize hale getirilmesi lazımdır. Böylece hem ata sporumuz daha çok tanınmış olur .ayrıca turizm faaliyetleri açısından gelişme sağlanır.
Kırkpınar’da puanlama ise en çok üzerinde durulması gereken bir konudur. Birçok yağlı güreş oyun tekniği vardır.Zaten yağlı güreşe zevk katan bu oyunların taktik edildiği güreşlerdir. Ancak puanlama sistemi bu pehlivanların bu oyunları deneyip de güzel güreşler yapmasını engellemekte. Güçlü pehlivan kendisini yormuyor, zayıf pehlivanda kendisini yormadığı için pasif güreşiyor. Kendisini puanlama sistemine atmaktadır. Bu şekilde yapılan puanlama şekli yağlı güreşin bütün geleneksel güreş şeklini bozmuştur. Senelerce kıran kırana yarınlara kalan güreşler olduğu, geçmiş tarihlerde kardeşlerin bile sabahlara kadar güreşip günlerce süren güreşlerde öldükleri bilinir. Ancak tabi ki bu zamanın şartlarına göre o kadar güreşmeleri tabi ki imkansız. Ama bunu uyduracak şekiller vardır. Pehlivanlar hünerlerini gösterdikleri zamanda yağlı güreşin oyunları ortaya çıkar. Ve böylece yağlı güreşteki bu puanlama sistemi yağlı güreşin zevkini kaçırmıştır. Tamam nadiren güzel güreşler oluyor, görüyoruz ancak bu da yağlı güreşin tatbik edildiği güreşlerde oluyor. Yağlı güreşteki puanlama sistemi nedeniyle, güçlü pehlivanlar zayıf pehlivanlar kendilerini puanlama zamanına atmak gibi düşüncelere kapılıyorlar ve bunun sonucunda güreşler pasif kalıyor.
S.B. : Son olarak neler eklemek istediğiniz bir şey var mı?
AYHAN SEZER : Son olarak basın mensuplarına söyleyeceklerim var. Çünkü gençler kendi önleri açıldığı zaman yöre güreşlerinde bu spora ilgileri çok fazla. Ancak bunları motive edecek, bunları tanıtacak başarılarını sergileyecek teşvik edecek basındır. Basınımız, bu ata sporumuz yağlı güreşe destek vermelidir. Çünkü güreş deyince Türk akla gelir. Yağlı güreşte de özellikle Türkler akla gelir. Dolayısıyla bu başarıyı duyuracak tanıtacak tek yer basın kurumlarıdır. Basının bu spora gereken değeri vermesidir.
Ayrıca 2018 yılı yağlı güreş sezonu başlıyor bu vesile ile tüm pehlivanlarımıza şimdiden tüm yore güreşlerinde ve kırkpınarda başarılar diliyorum…
Saygılarımla,
1999 Kırkpınar ağası Ayhan Sezer.
Editör: EMİNE KALYON-SİNAN BERATLIGİL